...
Kadını dudaklarından öptü. Tanıyordu onu, adamın karısıydı. İrkildi kadın, ittirdi, korku ve tiksintiyle bakakaldı ona. Sakince cevap verdi bu bakışa:
"Dudaklarım seninkilere değdi. Ve seninkiler de onunkilere değecek. Böylece ve ancak bu şekilde onu öpebileceğim."
Kadın ona dehşetle, deliymişçesine baktı, başını iki yana salladı, arkasını dönüp yürüdü. Deliydi belki gerçekten, omuzlarını silkti.
...
Nehrin kenarına oturmuş, yazıyordu. Birçoğunu karalıyor ya da buruşturup atıyordu gerçi, ama yazmaya devam ediyordu. Eline kramp girse bile... tam bulmuştu o aradığı güzel bağlacı, tam kalemi kağıdına dokunmuştu ki, onu hissetti.
Döndü, O'ydu.
Kocaman gülümsedi. Ta gözlerinden gülümsedi. Çoğu zaman, hatta hiç gülümsemezdi oysa. Yerinden kalktı ve koşar adım vardı yanına. Gözleri dolmuştu sevinçten.
"Geldin!" diye şakıdı.
Adam ciddi ve kızgın gözüküyordu. Olsun. Umurunda değildi. Buradaydı işte!
"Hoş geldin! İyi ki geldin! Çok mutlu oldum seni gördüğüme!"
Bir damla yaş düştü sevinçten.
"Ne yaptın sen?" diye sordu adam sertçe. Kızmıştı, çok kızmıştı.
Omuzlarını silkti.
"Ben her zaman izliyorum, gözlüyorum, yazıyorum. Hayat gözlerimin önünde akan bir nehir gibi ve ben kıyıda oturmuş onu izliyorum. Cümleler akıyor zihnime, çoğunu daha üzerinde düşünemeden yazıyorum.
Ama sen, sen yakınımda olunca... tüm sesler susuyor, cümleler duruyor. Ben... işte ben yalnızca o zaman nehirde yüzüyorum."
...
Değerli Virginia Woolf'un anısına bir şeyler yazmak isterken, neden bilmem, belki onun son anıyla özdeşleşen nehir ve kadın olmak ve umutsuz aşk düşünceleri hücum etti aklıma. Kadınlara daha çok yazmalarını salık veren muhteşem kitabı "Kendine Ait Bir Oda" biraz önce bitti. İnsanı okudukça yazmaya susatan bir kitap. Virginia, sen çok özel bir kadınsın. Şimdi yaklaşık bir yüzyıl sonra burada, kitabın hala okunur ve hakkında yazılırken, dilediğin gibi daha çok kadın edebiyatta, akademide ve siyasette. Yavaş da olsa bir şeyler değişiyor. Tıpkı öngördüğün gibi.
Kitapta bahsi geçen bütün diğer kadın yazarlara da teşekkürler; Jane Austen (Pride & Prejudice), Charlotte Bronte (Jane Eyre), Emily Bronte, Mary Carmichael (Life's Adventure), George Eliot, Lady Winchilsea, Dorothy Osborne, Mary Seton... ve diğerleri...
Ve elbette Tennyson ve Christina Rosetti'ye...
Hepsine çok teşekkürler.
Üstün bir akıl, çift cinsiyetlidir.
- Coleridge
Yorumlar