Ana içeriğe atla

Toksik İlişkiler

Uyumsuz çiftler görürüz bazen, tencere kapak olmayan ama uzun yıllardır beraber olan çiftler. Yıllar içinde birbirine kinlenen, iletişimi kopan, aynı şeylere gülmeyen, aynı manzaraya bakmayan, artık nadiren belki uyumadan uyumaya beraber zaman geçiren çiftler. Kimi işine, kariyerine, kimi çocuğuna, yani birbirleri dışında her şeye adarlar kendilerini. Peki, bu insanlar birbirlerine iyi gelmediklerini halde neden beraber olmayı sürdürürler? Malcolm & Marie filminde güzel bir kesit sunulur bu duruma dair. Filmin sonu izleyiciye bırakılır. Marie gidecek midir, kalacak mı? Toksik ilişkilerin de olayı budur zaten. Her ikisi de eşit derece de olası ve belki de bir aradadır. Marie kalsa da aslında gitmektedir içten içe. Gitse de kalacaktır bir miktar. Adı üstünde ilişki toksiktir. Zehirlemiştir, kanına karışmıştır kadının ve adamın. İnsan gitse ne kadar gidebilecektir, kalsa ne kadar? Genelde kalmayı seçerler, o kaotik ama güvenli, bildik ilişkinin içinde. Her şeye rağmen, tüm kusurlarıyla birbirini kabul eder o iki insan. Ya da en azından, daha iyi bir seçenek ile karşılaşana kadar... Biten birçok ilişkinin ve evliliğin, uzun yıllardır birbirine tahammül eden insanların tahammül sınırının noktalanması sonucunda meydana geldiğini düşünüyorum. Birbirine sonsuz sevgi ve saygı ile bağlı olan insan sayısı o kadar az ki... Bu kişiler birbirlerini bulmuşlarsa şayet, bu kadar istatistiksel imkansızlığın ortasında hem de, sıkı sıkı tutunmalılar birbirlerine. Bize gelince... yalnız kalmamak ya da sözde sevgi uğruna çekilen bunca ıstırap niye? 

Malcolm and Marie: Kaotik Bir Birliktelik Tartışması | Ne İzledik?

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ne kadar inanarak boş konuşuyor, görüyor musunuz?

Fark ettim ki duygusal dalgalanmam azaldığında kendimi yazarak ifade etme ihtiyacım da azalıyor. Oysa çok şey oluyor hayatımda. Özellikle işe yönelik yeni adaptasyonlar, mevcut durumların netleşmesi, iyileşmesi, etkinliklerin takvimlenmesi (Nisan'a kadar inanılmaz yoğun olacağım), kulisler yapılması, ekipler oluşması, saçma insanların defedilmesi (ya da bu örnekte henüz defedilememesi) gibi durumlarla uğraşıyorum. Bir zamanlar sözler ve davranışlar beni çok incitirdi. Çoğunun bomboş egolu, hatta cahil sözler olduğunu bilsem bile. Artık incinmiyorum. Artık anımsayınca yaralı bir hayvanın ısırıkları gibi geliyor o sözler bana. Çok alışık olduğum bir karakter tekrar tekrar çıkıyor karşıma. Şimdi iş hayatımda baş etmem gerekiyor. Demek ki bu bir sınav ve ben bu sınavı bir şekilde aşmalıyım. Ne kadar inanarak boş konuşuyor, görüyor musunuz? Prensin bu repliğini çok seviyorum. Hatta kendisine bunu yazan bardaktan almamak için zor tutuyorum. Belki (inşallah) giderse, giderken güle güle he...

İzmir Planlama Ajansı 2.0

Hayat çok enteresan. Seçim süreci birçok kişinin birçok planını değiştirdi. Benimki dahil. Mesela İZPA’dan ayrılıp başka bir ofise geçecektim. İzBB Başkan adayı değişince, o ofis kapandı. Ardından İZDOĞA’nın başkanı ve sistemi değişti. İZPA, EGEŞEHİR şirketine geçti. Şimdi baştan yapılanıyor.   Sonuçta evet, yine gittim, a ma İZPA’yı da yanımda götürerek .  Ben gittiğimde İZPA’da kalacak olanlar ise.. geride kaldı. Hayat çok enteresan. İzmir Planlama Ajansı, logosu ve bütün kurumsallığıyla yeni baştan oluşuyor ve içinde önemli bir pozisyon alacağım gibi görünüyor.  O halde, bekle beni İzmir Vizyon 2074 Ofisi!

Yasemin

Bugün dalında bir yasemini koklayıp seni düşündüm. Yaşıyorlar, demiştin, zarif zarif.. Bir çiçeği koparmayıp dalında koklamak gibi senin aşkın da.. Öyle nazik, öyle düşünceli..