Ana içeriğe atla

Bir Yaşam Felsefesi: Tao Te Ching

Felsefi bir inanış olan, günümüzde Asya ve Çin'de bir din olarak kabul gören Taoizm'in ve hatta Budizm'in temel kaynağı Tao Te Ching (Yol ve Erdem), 5000 kelimeden, 81 özdeyişten oluşmaktadır. Külliyatın Lao Tzu tarafından 2500 yıl önce kaleme alındığı varsayılmaktadır. İncil'den sonra en çok yabancı dile çevrilen eser, klasik din kitaplarının aksine yaratılış ve yaratıcı güçten, Tanrı kavramından bahsetmez. Şaman geleneklerine de dayanan Taoizm tapınak ve manastırlarda içselleştirilmesinin yanı sıra kimi insanlar için de bir dünya görüşü olarak benimsenmiştir.  

Dünyada hiçbir şey su kadar yumuşak ve ince değildir fakat büyük kayalar gibi sert ve durağan şeyleri sudan daha iyi hiçbir şey kıramaz ve parçalayamaz.

Ahlaki kavramlar olan iyi ve kötüyü ayrıştırmaz. Tao, anlatılamayan, adlandırılamayandır. Her şeyin birbirine dönüştüğünü savunan bu kavram yaşamı gözlemleyerek hayattaki içsel ve yaşamsal değişimlere uyum sağlayabileceğimizi savunur. Öğretiye göre bir insan Tao'ya ulaştığında hem içsel olarak hem de çevresi ve yakınları için huzur, mutluluk ve sağlık yansıtır. Doğa ile uyumun önemini vurgulayan bu felsefe insanın içsel yolculuğunun da bu birlik ve beraberlik ile mümkün olacağını dile getirir. Tao Te Ching, yüzyıllar boyunca Çin'de kağıtlara, ağaçlara, duvarlara işlenmiştir, hatta yapılan arkeolojik kazılarda ölülerin bu kitapla birlikte gömüldüğü de ortaya çıkmıştır. 

Ne olduğumdan vazgeçtiğim anda, gerçekte olabileceğim kişi oluyorum.

Okumanız tavsiye. 

Binlerce kilometrelik bir yolculuk bile tek bir adımla başlar..

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İki Minik Kentli

Önemli bir kişi olmak!  Önemli ve değerli olduğumuzu ne sıklıkla düşünüyoruz? Düşünüyor muyuz? Emek verdiğimiz şeylerin karşılığını nasıl ve ne şekilde alıyoruz? Alabiliyor muyuz? İnsanlar bizim hakkımızda ne düşünüyor? Bizden razılar mı? Peki biz kendimizden razı mıyız? Özdeğer duygumuz nasıl?  Geçtiğimiz üç gün MBB'nin düzenlediği MARUF25 (Marmara Urban Forum) kongresindeydim. Çok büyük, belli ki çok zor ve detaylı bir organizasyon yapmışlar. Havaalanından beni bir araçla alıp Haliç Kongre Merkezi yakınındaki otelimize bıraktılar. Havaalanında MARUF görevlisiyle ve beni götürecek şoförle biraz sohbet ettim. Sonra İstanbul'un iki yakası arasındaki 48 dakikalık yolculuğumda pencereden dışarıyı seyrettim. Köprüden geçerken yine hayran hayran boğaza baktım. İstanbul'dan neden ayrıldığımı hatırladım: köprüden geçerken bu şehre hayran olmaya devam edebilmek için... Aklımdan atölye ve panel için yapacaklarımı, onlar haricinde katılacağım etkinlikleri ve bir yandan İzmir'de d...

Something old, something blue..

Pamukkale Üniversitesi kampüsünde yürürken çekilmiş bir fotoğraf. 2023 Ocak ayı. Bu kadın, 4 yıldır çalıştığı kurumdan o ay ayrılıyor ve Çeşme'deki ve Denizli'deki evler(in)den taşınarak İzmir'de kendi düzenini kuruyor. Bu şimdi geriye dönüp baktığında çok özgürleştirici ve heyecan verici bir başlangıç ama.. işte tam da o anda konfor alanından çıkmanın ve bilinmezliğin verdiği kaybolmuşluk sancısı içinde. Hüzünlü, yüzü de o sebeple asık. O anda moody bir şarkı dinliyor. Hava da bulutlu. En yakınları bile anlayamıyorlar o hüznü. İşin kötüsü onlara yük olmamak için hissettirmemeye de çalışıyor. Yıllarca ilmek ilmek kurduğu hayattan, her detayında, her eşyasında emeği olan evden valizini ve kişisel eşyalarını alıp çıkıyor. Boşanıyor. Çok yakında bir başkasıyla replace edileceğini, hatta kim bilir belki çoktan edildiğini içten içe biliyor. Kadın bir illüzyon içinde geçen yıllarına üzülüyor. Bir yandan da bunun farkına 25. yılda varmadığı için seviniyor.. Sonra işte bu kadın ...

4/4

Bu akşam Netflix'te "The Life List" isimli bir film izledim. Dram ve rom-com karışımı bir aile filmiydi. Filmin bir yerinde partnerinizin sizin için doğru kişi olup olmadığını belirlemeniz için 4 soru sormanız gerektiğinden bahsediyordu; Nazik biri mi? Onunla dürüstçe ve sansürsüz konuşabiliyor musun? En iyi versiyonuna ulaşman için seni teşvik ediyor mu? Onu çocuklarının babası olarak hayal edebiliyor musun? Elbette çok eksik ama çok yerinde sorular.  Neden sonra fark ettim ki benim için 4/4'lük olan biri için ben 4/4'lük olmayabilirim. Ama bu beni daha az sevilmeye layık yapmaz. Çünkü ben, yeterliyim .  Ben, olduğum halimle sevilmeyi ve seçilmeyi hak ediyorum.  Ben, benimle birlikte bir gelecek hayal edilmesine layığım.  Partnerimin de hayal ettiğim geleceği hayal etmesini istiyorum.. ya da.. bunu isteyen bir partner istiyorum. Sevgiyle..