COP30 BM İklim Değişikliği Konferansı için geçtiğimiz hafta Brezilya'nın Belém kentindeydim. İçimden bir ses Amerika kıtasına önce güneyinden giriş yapacağımı hep biliyordu. Şu satırları Atlas okyanusunun üstünden geçerken yazmaya başladım. Nedense çok mecalim yok aklımdan geçirdiklerimi metne dökmeye. Ve yazacak ne çok şey var aslında. İnsanoğlu kanatsız kuş misali Bu gezide beni heyecanlandıran şeyler var, ilkler var mesela, sonra başarılar var, sonra komiklikler, sinir bozuculuklar, saçmalıklar var. Sonra bir miktar işkoliklik var bir de varoluşsal krizler. Neyi neden yapıyoruz, bu yaptıklarımız greenwashing mi, yoksa gerçekten harika şeyler mi? Nerede ne kadar övünmeliyiz? Eğer hiçbir işe yaramıyorsa yaptıklarımız ya da yaramayacağını düşünüyorsak hiçbir şey yapamayız ki.. Hep bir debelenme içindeyiz. Mesela ben oram buram tutukken kalktım 2 gün süren yollara attım kendimi. Bambaşka bir kıtadan, Güney Amerika’dan dönüyorum şu anda. Uff söylemesi pek havalı a...