Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ne kadar inanarak boş konuşuyor, görüyor musunuz?

Fark ettim ki duygusal dalgalanmam azaldığında kendimi yazarak ifade etme ihtiyacım da azalıyor. Oysa çok şey oluyor hayatımda. Özellikle işe yönelik yeni adaptasyonlar, mevcut durumların netleşmesi, iyileşmesi, etkinliklerin takvimlenmesi (Nisan'a kadar inanılmaz yoğun olacağım), kulisler yapılması, ekipler oluşması, saçma insanların defedilmesi (ya da bu örnekte henüz defedilememesi) gibi durumlarla uğraşıyorum. Bir zamanlar sözler ve davranışlar beni çok incitirdi. Çoğunun bomboş egolu, hatta cahil sözler olduğunu bilsem bile. Artık incinmiyorum. Artık anımsayınca yaralı bir hayvanın ısırıkları gibi geliyor o sözler bana. Çok alışık olduğum bir karakter tekrar tekrar çıkıyor karşıma. Şimdi iş hayatımda baş etmem gerekiyor. Demek ki bu bir sınav ve ben bu sınavı bir şekilde aşmalıyım. Ne kadar inanarak boş konuşuyor, görüyor musunuz? Prensin bu repliğini çok seviyorum. Hatta kendisine bunu yazan bardaktan almamak için zor tutuyorum. Belki (inşallah) giderse, giderken güle güle he
En son yayınlar

Stoa Felsefesi

İlan ediyorum: yeni favori felsefem Stoa felsefesi! Kıbrıslı Zenon'un derslerini verdiği Stoa Poikile'yi ve diğer stoaları da geçen hafta yerinde görmüş olmam ayrı bir güzellik oldu. Bu felsefe kesinlikle benim mizacıma çok uygun a dostlar. İlgilenenlere güzel bir kitap önerim var: Güzel Yaşam Klavuzu: Antik Stoacı Sevinç Sanatı .  Ne dersiniz? Belki de neşe dolu, coşkulu bir yaşam kurmak bizim elimizdedir?  Sırada Seneca okumaları var..  Sevgiyle,

Destino

Bazı insanlar bazı insanların kaderidir. Bu kısa filmi ilk izlediğimde aklıma tek bir kişi gelmişti. Ve 13 yıldır da hala o geliyor.. Destino, Disney &. Salvador Dali, 2003

Zaman

Zaman bütün yaraları sarıyor derler. Bütün yaraları sarmıyor belki, bazı şeyler akla geldikçe hala ufak rahatlatıcı küfürler çıkıveriyor ağızdan.. Ama o bazı şeyleri olduğu gibi görmek, aşmak ve kabullenmek için zamanın çok yararı oluyor gerçekten.  Geriye dönüp bakınca "Keşke," yerine daha çok "İyi ki," diyebiliyorsak bu büyük şans. Bir noktada bir şeyleri doğru yapmışız demek ki. Zamanı kayıp olarak değil, kazanç olarak görebilmek büyük şans.  Bizler, yıllar önce yine bu blogda yazmıştım , demir gibiyiz. Zaman, demiri eriten ateş, başımıza gelen olaylar ise incelikle onu şekillendiren çekiçler. Şimdi durduğumuz noktaya bakıp mutlu ve yeterli hissediyorsak, geçmişe bakıp iyi ki dememek için bir neden göremiyorum. Acı, hüzün, yorgunluk ve bazen aptallık derecesine varan körlüklerimiz bile bizi her geçen gün bilgeleştiren şeyler oluyor. Her şeye rağmen, iyi ki sevebilmişim. İyi ki hala sevebiliyorum. İyi ki, asla itiraf etmeyecek olsalar da, bugün kendi seçimleri son

İzmir Planlama Ajansı 2.0

Hayat çok enteresan. Seçim süreci birçok kişinin birçok planını değiştirdi. Benimki dahil. Mesela İZPA’dan ayrılıp başka bir ofise geçecektim. İzBB Başkan adayı değişince, o ofis kapandı. Ardından İZDOĞA’nın başkanı ve sistemi değişti. İZPA, EGEŞEHİR şirketine geçti. Şimdi baştan yapılanıyor.   Sonuçta evet, yine gittim, a ma İZPA’yı da yanımda götürerek .  Ben gittiğimde İZPA’da kalacak olanlar ise.. geride kaldı. Hayat çok enteresan. İzmir Planlama Ajansı, logosu ve bütün kurumsallığıyla yeni baştan oluşuyor ve içinde önemli bir pozisyon alacağım gibi görünüyor.  O halde, bekle beni İzmir Vizyon 2074 Ofisi!

Bazen Ateş de Pervaneyi Sever

Tam 17 yıl önce yazdığım bir şiirdi "Bazen Ateş de Pervaneyi Sever" . Şimdi okuduğumda tam da böyle bir aşk yaşadığımı fark ediyorum. Ama neyse ki ateş, pervane uçup gittikten sonra, korlarından yeniden doğabiliyormuş. Sonra, bir başka ateşe aşık olabiliyormuş. Beraber yanabiliyormuş.. Bazen Ateş de Pervaneyi Sever Pervane büyük aşkı ateş için ölür derler Işığı sevmesidir tek suçu Kendi kendine verilmiş bir ceza gibi Belki de bir hediye Ama ne hediye... Derler ki bazen ateş de pervaneyi sever İstemez onun incinmesini Çok yaklaşmamasını söyler Ama dinlemez pervane Söz geçiremez kendine Daha yakına, daha yakına gelir Ölümüne Aşkı aşk yapan da bu değil midir Özlemek, kavuşamamak bir türlü İçinde yaşamak bazı şeyleri Gerçeklerden daha güzel kılmak Bu değil midir ateşle pervanenin şarkısı Ve evet... Bazen ateş de pervaneyi sever İstemez onun incinmesini Ama dinlemez pervane Her seferinde daha yakına, daha yakına gelir Ve ateş anlar ki Onu yakmamasının tek çaresi ısısını, ışığını a

Love Bombing'e Dair..

  Narsist bir kişiye aşık olduğunuzda, yetersiz görülme hissiyle baş edip, karşı tarafı idare edebildiğiniz bir yapı geliştirirsiniz. Bunu da aşkınızın bir bedeli olarak kabul edersiniz. Çünkü o love bombing aşamasında sizin için (sözde) neler neler yapmıştır, ben de onun için bunu görmezden gelebilirim dersiniz. Ancak bir süre sonra, hiç de sizi temsil etmeyen o yetersizlik yüklemelerini duygusal olarak içselleştirmeye başlarsınız. Ve bu sizde büyük bir nevroz ve öfke uyandırır. Ve aşkınız biter.. Aşkınızın bitmekte olduğunu anlayan narsist, yer yer sıcak-soğuk davranarak, silent treatment uygulayarak,  emotional rollercoaster oyununa devam etse de, maskesinin düşmekte olduğunun farkındadır. Bu onu daha da öfkelendirir. Hırçınlaşması ve şiddetin dozunu arttırması kaçınılmazdır. Ancak O'nun maskesini  henüz görmeyen bir başka kurban bulana dek, bu oyununu sürdürür. Çünkü sizin varlığınıza bağımlıdır. Her zaman kendini tanımlayacağı, onaylayacağı, üstün göreceği bir başkasının va