Son 4 yıldır doğumgünümü evden, aileden uzakta kutluyordum. Başka bir şehirde, projede, başka bir ülkede.. Minik kuş sonunda yuvaya dönüş yaptı ve bu yılın 8 Ekim'inde aileciğiyle, güzel komşularıyla, minik bir toplantıyla kutladı yeni yaşını. Can dostlarından telefon, dostlarından tebrik, diğerlerinden de hiçbir şey almadı. Beklediği üzere. Eveet, 20'li yaşların ikinci yarısına girmiş bulunmaktayım. Yaş 26. Artık küçülüp de hiç kimsenin cebine giremeyeceğim yaşlara geldim, geliyorum. Arkadaşlarımın yarısı evlendi, bazısı doğurdu, bazısı ikinciyi doğurdu, ben hala elimde defter, kalem derslere girip çıkıyorum :) Öğrenci hayatının güzelliği bambaşka. Üniversitenin tadını şimdi alıyorum. Bilim insanı adayı olma tadını. O farklı kokuyu.. Lisansta yaşı büyük liseliler gibiymişiz gerçekten. Ama o da güzelmiş. Diğer öğrencilere bakıyor, geçmişten tanıdık yüzler arıyorum. Çok az sayıda.. Kendimi yalnız ve fazla 'büyük' hissediyorum. Ama o da güzel. Saçımdaki beyaz tellere bak...