Ana içeriğe atla

Zamana Dair

Bazı mekanların hiç değişmeden kalmasının bende uyandırdığı o köklülük ve dinginlik hissini seviyorum. Bizim algıladığımız boyutlarıyla zaman içerisinde bazı yerler nirengi noktaları gibi. Geliyorsun, buradasın, bir anda geçmiştesin ve belki gelecektesin de..

Dün kuantum ve zamanın doğrusal olmayan boyutu ile ilgili bir şey okudum ve sabah çeşitli düşüncelerle uyandım. Hayatta bir şey alıyorsan, bir şey vermek zorundasın. Ama bir şey veriyorsan da istesen de istemesen de bir şey almak zorundasın. Touka Kouka. Eşit takas prensibi. Fullmetal Alchemist (FMA) animasyonunda bu eşit takas prensibinden çokça bahsediliyor. 

Zaman, sen verdikçe daha çok almaya dayalı ve doğrusal değil katmansal bir boyut. Yani geçmiş ve bugün arasındaki katmansal ilişki gelecekle bugün arasında ve hatta geçmişle gelecekle arasında da var. Geçmiş geleceğin aynasıdır diye boşuna denmiyor. Dolayısıyla biz bugün gerçekten de geleceğimizi değiştirmek gücüne sahibiz.

Vermek, ne verdiğine göre ne aldığını değiştiriyor. İyi bir şey mi veriyorsun, kötü bir şey mi? Ona göre ne aldığın değişiyor. İşte buna da karma diyoruz. Hatta arttırarak söylüyorum; 

Biz bugünden geçmişi değiştirme gücüne de sahibiz! 

İlginç bir şey söylediğimin farkındayım ama algısal boyutta geçmişi başka bir felsefeden bakarak değiştirme gücüne sahibiz. Ya da geçmişin sonuçlarını, bugüne aktarılan travmaları iyileştirme gücüne..

Mesela ben hayatımın bir döneminde Basmane‘de oturacağımı biliyordum. O'nunla tanıştığımdan beri hayatımın çok önemli bir noktasında olacağını biliyordum. Bunları içsel olarak biliyordum.

Biz hatıralarımızı değiştirme gücüne dolayısıyla bugünümüzü ve geleceğimizi değiştirme gücüne sahibiz. Burada Alzheimer ya da demans olmaktan bahsetmiyorum elbette ki :) Aslında algımızla oynayabileceğimizi ve belki de bunu yaparken gerçekten de geçmişimizi ve geleceğimizi değiştirilebileceğimizi düşünüyorum.

Tuhaf bir şey dedim galiba :) 

Kendimizi manipüle edebiliriz. Yaklaşık olarak böyle düşünüyorum, evet..

Bir zamanlar Felsefe dersinde Adile Hocam gerçekliğin göz ucuyla görülüp, doğrudan bakıldığında kaybolan bir şey olduğunu söylemişti. Bunun gibi bir şeyi kastediyordu sanırım?

Sevgiyle,

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ne kadar inanarak boş konuşuyor, görüyor musunuz?

Fark ettim ki duygusal dalgalanmam azaldığında kendimi yazarak ifade etme ihtiyacım da azalıyor. Oysa çok şey oluyor hayatımda. Özellikle işe yönelik yeni adaptasyonlar, mevcut durumların netleşmesi, iyileşmesi, etkinliklerin takvimlenmesi (Nisan'a kadar inanılmaz yoğun olacağım), kulisler yapılması, ekipler oluşması, saçma insanların defedilmesi (ya da bu örnekte henüz defedilememesi) gibi durumlarla uğraşıyorum. Bir zamanlar sözler ve davranışlar beni çok incitirdi. Çoğunun bomboş egolu, hatta cahil sözler olduğunu bilsem bile. Artık incinmiyorum. Artık anımsayınca yaralı bir hayvanın ısırıkları gibi geliyor o sözler bana. Çok alışık olduğum bir karakter tekrar tekrar çıkıyor karşıma. Şimdi iş hayatımda baş etmem gerekiyor. Demek ki bu bir sınav ve ben bu sınavı bir şekilde aşmalıyım. Ne kadar inanarak boş konuşuyor, görüyor musunuz? Prensin bu repliğini çok seviyorum. Hatta kendisine bunu yazan bardaktan almamak için zor tutuyorum. Belki (inşallah) giderse, giderken güle güle he...

İzmir Planlama Ajansı 2.0

Hayat çok enteresan. Seçim süreci birçok kişinin birçok planını değiştirdi. Benimki dahil. Mesela İZPA’dan ayrılıp başka bir ofise geçecektim. İzBB Başkan adayı değişince, o ofis kapandı. Ardından İZDOĞA’nın başkanı ve sistemi değişti. İZPA, EGEŞEHİR şirketine geçti. Şimdi baştan yapılanıyor.   Sonuçta evet, yine gittim, a ma İZPA’yı da yanımda götürerek .  Ben gittiğimde İZPA’da kalacak olanlar ise.. geride kaldı. Hayat çok enteresan. İzmir Planlama Ajansı, logosu ve bütün kurumsallığıyla yeni baştan oluşuyor ve içinde önemli bir pozisyon alacağım gibi görünüyor.  O halde, bekle beni İzmir Vizyon 2074 Ofisi!

Yasemin

Bugün dalında bir yasemini koklayıp seni düşündüm. Yaşıyorlar, demiştin, zarif zarif.. Bir çiçeği koparmayıp dalında koklamak gibi senin aşkın da.. Öyle nazik, öyle düşünceli..