Ana içeriğe atla

Ambalajcı














Ufak bir farkımız var arkadaşım
Sen ambalajcısın; bense hediyeci
Anlıyorum güzellik seni etkileyen
Güzeli sevmek de kolay hem, ne güzel
Gözlerimin rengi mesela
Bakışlarımdaki anlamdan önemlidir senin için
Dudaklarım da sözcüklerimden
Ama ufak bir farkımız var arkadaşım
Bunu bilmen gerekir
Darılmak, gücenmek yok
Allah için hoşsun
Ama ne diyebilirim ki biraz da boşsun
Sofranın süsü olmasa da olur
Yemeğinin tadı tuzu yoksa
Anlıyor musun?
Boya kutusuna batıp çıkan
Kuklalardan olamadım ben
Uysalca başımı eğemedim
Soytarıların sözlerine gülüp
Alkış da tutamadım
Bilirsin sevilmez pek böyleleri
Ray Ban gözlüklerin ve son model arabanla
Özel okullara giderken
Yanında şişme kadın dolaştırmak istiyorsan
Yanlış yerdesin
Bence bunu sen de biliyorsun
Çünkü ufak bir farkımız var arkadaşım
Sen ambalajcısın; bense hediyeci


Dalya 21/09/2010

Yorumlar

Unknown dedi ki…
kuzum kuzum kuzum çok güzel bir şiir bu bu yaşta bu kadar bilinçli olmana bayılıyorum ya :)
yıldıztozu dedi ki…
çoook teşekkürler :)

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ne kadar inanarak boş konuşuyor, görüyor musunuz?

Fark ettim ki duygusal dalgalanmam azaldığında kendimi yazarak ifade etme ihtiyacım da azalıyor. Oysa çok şey oluyor hayatımda. Özellikle işe yönelik yeni adaptasyonlar, mevcut durumların netleşmesi, iyileşmesi, etkinliklerin takvimlenmesi (Nisan'a kadar inanılmaz yoğun olacağım), kulisler yapılması, ekipler oluşması, saçma insanların defedilmesi (ya da bu örnekte henüz defedilememesi) gibi durumlarla uğraşıyorum. Bir zamanlar sözler ve davranışlar beni çok incitirdi. Çoğunun bomboş egolu, hatta cahil sözler olduğunu bilsem bile. Artık incinmiyorum. Artık anımsayınca yaralı bir hayvanın ısırıkları gibi geliyor o sözler bana. Çok alışık olduğum bir karakter tekrar tekrar çıkıyor karşıma. Şimdi iş hayatımda baş etmem gerekiyor. Demek ki bu bir sınav ve ben bu sınavı bir şekilde aşmalıyım. Ne kadar inanarak boş konuşuyor, görüyor musunuz? Prensin bu repliğini çok seviyorum. Hatta kendisine bunu yazan bardaktan almamak için zor tutuyorum. Belki (inşallah) giderse, giderken güle güle he...

Yasemin

Bugün dalında bir yasemini koklayıp seni düşündüm. Yaşıyorlar, demiştin, zarif zarif.. Bir çiçeği koparmayıp dalında koklamak gibi senin aşkın da.. Öyle nazik, öyle düşünceli.. 

4/4

Bu akşam Netflix'te "The Life List" isimli bir film izledim. Dram ve rom-com karışımı bir aile filmiydi. Filmin bir yerinde partnerinizin sizin için doğru kişi olup olmadığını belirlemeniz için 4 soru sormanız gerektiğinden bahsediyordu; Nazik biri mi? Onunla dürüstçe ve sansürsüz konuşabiliyor musun? En iyi versiyonuna ulaşman için seni teşvik ediyor mu? Onu çocuklarının babası olarak hayal edebiliyor musun? Elbette çok eksik ama çok yerinde sorular.  Neden sonra fark ettim ki benim için 4/4'lük olan biri için ben 4/4'lük olmayabilirim. Ama bu beni daha az sevilmeye layık yapmaz. Çünkü ben, yeterliyim .  Ben, olduğum halimle sevilmeyi ve seçilmeyi hak ediyorum.  Ben, benimle birlikte bir gelecek hayal edilmesine layığım.  Partnerimin de hayal ettiğim geleceği hayal etmesini istiyorum.. ya da.. bunu isteyen bir partner istiyorum. Sevgiyle..