"Daracık daracık sokaklar, kızlar misket yuvarlar..." sözlü oyun havalarının olduğu bir kültürden gelip, Barselona'daki, bizim bulvarlarımıza eş, alabildiğine geniş sokakları ve kavşakları garipsememek mümkün mü! Yolun karşısına geçerken, cadde üzerinde fazla adım attığını düşünüp tedirgin oluyor insan! "Ya bir araba şuradan dönüverirse?".. Diken üstünde ve çabuk adımlarla geçmek gerekirmiş gibi hissediyorum. Sonra bakıyorum sağıma soluma, herkes bir rahat, aheste.. Bu şehirde trafik diye bir problem yok. Muhteşem bir gridal yapı, upuzuun ve düz caddeler. Türkler olsa iki adımda bir yarış yaparlar diye düşünüyorum, ki yaparlar da.. :) Ama Avrupalılar gerçekten yayalara çok saygılı. Şehirdeki ölçek farklılığına adapte olmaya başladım, yine de bir süre başım dönmedi değil. Düz, dümdüz. Neredeyse hiç yokuş yok. Yollarda hiç merdiven yok. Nasıl bir kelime seçsem, "sıkıntısız". Zorlamıyor insanı. Nereye gideceğini bilirsen, hava da güzelse, yürü yürüyebildiğine. Tabi bir de bisiklet mucizesi var. Bisiklet kartınızı aldıktan sonra şehir bisikletleriyle 2 saate kadar dolaşabiliyorsunuz. 2 saatten sonra bisikleti herhangi bir durağa bırakmazsanız çalınmış uygulamasına tabii tutulduğunuzu unutmayın! Elbette bisiklet yolları ayrı. Günün birinde İstanbul'da bu uygulama yapılır mı inanın bilmiyorum! Keşke.. Toplu taşım mantığı oturmuş olduğu için, metrolar ve otobüsler yoğun. Bir de bisiklet ve motorsikletler. Döpiyesli iş kadınları, takıyorlar başlarına kasklarını, binip motorlarına gazlıyorlar. Hayran hayran izliyorsunuz! :) Kimse son model araba markasını gösterme ya da hız yarıştırma derdinde değil. Kocaman ve çoğunlukla trafik açısından boş sokakları var. Burada insanlar geleneklerine daha çok bağlılar. Yani şöyle diyeyim, bir çoğu hala asansörsüz, geniş tavanlı, eski evlerinde yaşadığından olsa gerek, mesela kettle yerine, eski bir çaydanlıkta su ısıtmayı tercih edebiliyorlar? Ya da evlerin çoğunda klima yok (ve tabiki cephelerinde görüntü kirliliği de yok ;)). Bir de tabiki, Antoni Gaudi ve onun yakın arkadaşı ve sponsoru olan Güell, bu şehre verilmiş iki hediye. Barselona'nın dünyada en çok turist alan 2. şehir olmasının en önemli sebebi kesinlikle Gaudi'nin eserleridir. Önümüzdeki hafta yapacak olduğum City Sightseeing Tour ile daha çok köşe keşfedecek olmamla birlikte, bu 5 ay, kunduz gibi her yere burnumu sokmayı planlıyorum! :) Detayları ve gelişmeleri paylaşmaya devam edeceğim. Ama daha en başından şunu söyleyebilirim: hayatınızın en azından birkaç gününü bu şehirde geçirin.
Ve bir de, bugün benim doğumgünüm! :) 25. yaşımı, çeyrek yüzyılımı, burada kutlayacağım. Akşam ev arkadaşım Eva ve arkadaşlarıyla bir Caz klübe gitmeyi planlıyorum! Güzel bir 5 ay ve güzel bir sene olsun! :)
Sevgiler,
08/10/2011
Yorumlar