2 gün ağaçların altında bir çadırda yaşadım. Evet, düşündüğüm üzere titiz ve konformistim. Ama başardım! :) Doğayla iç içe olmak (böceklere rağmen) insana müthiş huzur veriyor. Oksijeni hissettim. ZAMANIN YAVAŞ AKTIĞINI HİSSETTİM. Evet! Sanki ömür uzuyormuş gibi bir his... Ağaçların gölgesinde uykunun keyfini tattım, belki çocukluğumdaki piknik zamanlarından beri hissetmemiştim. Göçebe hayat, beğendiğin ağacın altına kurulma özgürlüğü, hepimizi cebinden çıkaracak kadar yaşlı, koca gövdeli ulu çam, saksağanlar, cırcırböcekleri, çalışkan karıncalar, sincaplar... Deniz tuzu, yaz rüzgarı, aileler, sezonluk kocaman çadırlar, karavanlar. Böyle de bir hayat var. Bohem, özgür... Şimdi çadırımızı alıp, Türkiye'nin çeşitli yerlerine gidip kurulmak istiyorum! Tatil sen ne güzel şeysin!
Önemli bir kişi olmak! Önemli ve değerli olduğumuzu ne sıklıkla düşünüyoruz? Düşünüyor muyuz? Emek verdiğimiz şeylerin karşılığını nasıl ve ne şekilde alıyoruz? Alabiliyor muyuz? İnsanlar bizim hakkımızda ne düşünüyor? Bizden razılar mı? Peki biz kendimizden razı mıyız? Özdeğer duygumuz nasıl? Geçtiğimiz üç gün MBB'nin düzenlediği MARUF25 (Marmara Urban Forum) kongresindeydim. Çok büyük, belli ki çok zor ve detaylı bir organizasyon yapmışlar. Havaalanından beni bir araçla alıp Haliç Kongre Merkezi yakınındaki otelimize bıraktılar. Havaalanında MARUF görevlisiyle ve beni götürecek şoförle biraz sohbet ettim. Sonra İstanbul'un iki yakası arasındaki 48 dakikalık yolculuğumda pencereden dışarıyı seyrettim. Köprüden geçerken yine hayran hayran boğaza baktım. İstanbul'dan neden ayrıldığımı hatırladım: köprüden geçerken bu şehre hayran olmaya devam edebilmek için... Aklımdan atölye ve panel için yapacaklarımı, onlar haricinde katılacağım etkinlikleri ve bir yandan İzmir'de d...
Yorumlar