Ana içeriğe atla

Ve İşte Zaman Savaşını Böyle Kaybedersin

Seni seviyorum Mavi.

Her zaman sevmiş miydim? Sevmemiş miydim?

Ne zaman oldu bu? Ya da her zaman mı olmuştu? Senin zaferin gibi aşk da zamanda geriye doğru yayılıyor... Semerkant'ın içinde seni avlamaya çalıştığım zamanı hatırlıyorum; saçının çözülen tellerine dokunabileceğimi düşünmek nefes kesici.

Senin için bir beden olmak istiyorum.

Peşinden koşmak, seni bulmak istiyorum; elimden kaçırmak, alay edilmek, derinden sevilmek istiyorum; yenilgi ve zafer istiyorum... Beni incitmeni, keskinleştirmeni istiyorum. On ya da bin yıl içinde yanında çay içmek istiyorum...

Gençken yalnızlığı istedim. Beni görmüştün orada: Çıkıntının üzerinde, sabırlı ve bihaber.

Ama seni düşündüğümde, beraber yalnız olmak istiyorum. Bir şeylere karşı ve bir şeyler uğruna savaşmak istiyorum. Temas halinde yaşamak istiyorum. Senin için bir bağlam olmak istiyorum, senin de benim için olmanı.

Seni seviyorum, seni seviyorum ve bunun ne anlama geldiğini beraber bulalım istiyorum.

Sevgiyle,

Kırmızı

...

Kırmızı, Kırmızı, Kırmızı, sana şiir yazmak istiyorum ve gülüyorum; bu küçük bedene neşemi öğretirken anlıyorum ki kendime ve hissettiğim rahatlamaya gülüyorum; tepemde bir bıçak, taş bir levhanın üzerinde sırtüstü yatarken bıçağı yönetenin senin elin ve gözlerin olduğunu görmenin verdiği rahatlama bu.

Doyumun teslimiyette olduğuna. Bunu öğrenmemin bu kadar uzun zaman almış olmasına.

Kırmızı, seni seviyorum. Kırmızı, her zamandan sana bunu söyleyen mektuplar yollayacağım: tek bir sözcükten oluşan mektuplar, yanağını okşarcasına geçen ve saçını çeken mektuplar, seni ısıracak, sende iz bırakacak mektuplar...

... aramızdaki bin dünyayı, küllerden neyin açtığını görmek, beraberce el ele, anlamı bağlamda, sadece birbirimiz için anlaşılabilir bir şekilde keşfetmek için yakıp kavurmak istiyorum. Sevdiğim her yerde seninle buluşmak istiyorum.

Bizim gibiler arasında bu işler nasıl yürüyor bilmiyorum, Kırmızı. Ama beraber öğrenmek için sabırsızlanıyorum.

Sevgiyle,

Mavi

This Is How You Lose the Time War Reviews and Interviews

This Is How You Lose The Time War – Laya Rose Art 

mistyheartrbs.tumblr.com - Tumbex


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ne kadar inanarak boş konuşuyor, görüyor musunuz?

Fark ettim ki duygusal dalgalanmam azaldığında kendimi yazarak ifade etme ihtiyacım da azalıyor. Oysa çok şey oluyor hayatımda. Özellikle işe yönelik yeni adaptasyonlar, mevcut durumların netleşmesi, iyileşmesi, etkinliklerin takvimlenmesi (Nisan'a kadar inanılmaz yoğun olacağım), kulisler yapılması, ekipler oluşması, saçma insanların defedilmesi (ya da bu örnekte henüz defedilememesi) gibi durumlarla uğraşıyorum. Bir zamanlar sözler ve davranışlar beni çok incitirdi. Çoğunun bomboş egolu, hatta cahil sözler olduğunu bilsem bile. Artık incinmiyorum. Artık anımsayınca yaralı bir hayvanın ısırıkları gibi geliyor o sözler bana. Çok alışık olduğum bir karakter tekrar tekrar çıkıyor karşıma. Şimdi iş hayatımda baş etmem gerekiyor. Demek ki bu bir sınav ve ben bu sınavı bir şekilde aşmalıyım. Ne kadar inanarak boş konuşuyor, görüyor musunuz? Prensin bu repliğini çok seviyorum. Hatta kendisine bunu yazan bardaktan almamak için zor tutuyorum. Belki (inşallah) giderse, giderken güle güle he...

İzmir Planlama Ajansı 2.0

Hayat çok enteresan. Seçim süreci birçok kişinin birçok planını değiştirdi. Benimki dahil. Mesela İZPA’dan ayrılıp başka bir ofise geçecektim. İzBB Başkan adayı değişince, o ofis kapandı. Ardından İZDOĞA’nın başkanı ve sistemi değişti. İZPA, EGEŞEHİR şirketine geçti. Şimdi baştan yapılanıyor.   Sonuçta evet, yine gittim, a ma İZPA’yı da yanımda götürerek .  Ben gittiğimde İZPA’da kalacak olanlar ise.. geride kaldı. Hayat çok enteresan. İzmir Planlama Ajansı, logosu ve bütün kurumsallığıyla yeni baştan oluşuyor ve içinde önemli bir pozisyon alacağım gibi görünüyor.  O halde, bekle beni İzmir Vizyon 2074 Ofisi!

Zaman

Zaman bütün yaraları sarıyor derler. Bütün yaraları sarmıyor belki, bazı şeyler akla geldikçe hala ufak rahatlatıcı küfürler çıkıveriyor ağızdan.. Ama o bazı şeyleri olduğu gibi görmek, aşmak ve kabullenmek için zamanın çok yararı oluyor gerçekten.  Geriye dönüp bakınca "Keşke," yerine daha çok "İyi ki," diyebiliyorsak bu büyük şans. Bir noktada bir şeyleri doğru yapmışız demek ki. Zamanı kayıp olarak değil, kazanç olarak görebilmek büyük şans.  Bizler, yıllar önce yine bu blogda yazmıştım , demir gibiyiz. Zaman, demiri eriten ateş, başımıza gelen olaylar ise incelikle onu şekillendiren çekiçler. Şimdi durduğumuz noktaya bakıp mutlu ve yeterli hissediyorsak, geçmişe bakıp iyi ki dememek için bir neden göremiyorum. Acı, hüzün, yorgunluk ve bazen aptallık derecesine varan körlüklerimiz bile bizi her geçen gün bilgeleştiren şeyler oluyor. Her şeye rağmen, iyi ki sevebilmişim. İyi ki hala sevebiliyorum. İyi ki, asla itiraf etmeyecek olsalar da, bugün kendi seçimleri son...