Ana içeriğe atla

i wish you a merry christmas



Burada herkesi Christmas heyecanı sardı. Şehir ışıklandı, yeni yıl şarkıları çalıyor. Özellikle gece Barselona sokakları bir başka güzel. Seyyar hediyelikçiler doldurdu sokakları. Yeniyıl çamları kokusu, biblo İsa'cıklar, ökse otları.. Alsam mı diyorum, asarım kapıya, sonra gülüyorum azıcık buruk, "Öpeceğim adam uzakta, ama 2 ay kaldı, söz gidince.." diyorum, ilerliyorum. Etrafa bakınıyorum. Öyle aylak aylak dolaşmak pek keyifli. Bir yere acelesi olmamak. Bambaşka bir kültür.. ama aynı insanlar. Gerçekten, insan hep, her yerde ve her zaman aynı. Bir süre sonra da herşey normalleşiyor. Adapte oluyorsun. Adapte olman çok normal. Çünkü dünyanın her köşesinde bir kadın aynı şekilde kahkaha atıyor ve bir bebek aynı şekilde ağlıyor.. 

Yorumlar

Unknown dedi ki…
İnsanoğlunun alışabilme hissiyatını ne de güzel tarif etmişsin Dalyacığım!!! eline sağlık, çok beğendim. Ve benzer hisler içerisinde olduğum demleri anımsadım. Bunu bana hatırlattığın için de ayrıca teşekkürler!!!
Sevgiyle Kal!!
yıldıztozu dedi ki…
canım benim teşekkür ederim :))

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yasemin

Bugün dalında bir yasemini koklayıp seni düşündüm. Yaşıyorlar, demiştin, zarif zarif.. Bir çiçeği koparmayıp dalında koklamak gibi senin aşkın da.. Öyle nazik, öyle düşünceli.. 

Ne kadar inanarak boş konuşuyor, görüyor musunuz?

Fark ettim ki duygusal dalgalanmam azaldığında kendimi yazarak ifade etme ihtiyacım da azalıyor. Oysa çok şey oluyor hayatımda. Özellikle işe yönelik yeni adaptasyonlar, mevcut durumların netleşmesi, iyileşmesi, etkinliklerin takvimlenmesi (Nisan'a kadar inanılmaz yoğun olacağım), kulisler yapılması, ekipler oluşması, saçma insanların defedilmesi (ya da bu örnekte henüz defedilememesi) gibi durumlarla uğraşıyorum. Bir zamanlar sözler ve davranışlar beni çok incitirdi. Çoğunun bomboş egolu, hatta cahil sözler olduğunu bilsem bile. Artık incinmiyorum. Artık anımsayınca yaralı bir hayvanın ısırıkları gibi geliyor o sözler bana. Çok alışık olduğum bir karakter tekrar tekrar çıkıyor karşıma. Şimdi iş hayatımda baş etmem gerekiyor. Demek ki bu bir sınav ve ben bu sınavı bir şekilde aşmalıyım. Ne kadar inanarak boş konuşuyor, görüyor musunuz? Prensin bu repliğini çok seviyorum. Hatta kendisine bunu yazan bardaktan almamak için zor tutuyorum. Belki (inşallah) giderse, giderken güle güle he...

Something old, something blue..

Pamukkale Üniversitesi kampüsünde yürürken çekilmiş bir fotoğraf. 2023 Ocak ayı. Bu kadın, 4 yıldır çalıştığı kurumdan o ay ayrılıyor ve Çeşme'deki ve Denizli'deki evler(in)den taşınarak İzmir'de kendi düzenini kuruyor. Bu şimdi geriye dönüp baktığında çok özgürleştirici ve heyecan verici bir başlangıç ama.. işte tam da o anda konfor alanından çıkmanın ve bilinmezliğin verdiği kaybolmuşluk sancısı içinde. Hüzünlü, yüzü de o sebeple asık. O anda moody bir şarkı dinliyor. Hava da bulutlu. En yakınları bile anlayamıyorlar o hüznü. İşin kötüsü onlara yük olmamak için hissettirmemeye de çalışıyor. Yıllarca ilmek ilmek kurduğu hayattan, her detayında, her eşyasında emeği olan evden valizini ve kişisel eşyalarını alıp çıkıyor. Boşanıyor. Çok yakında bir başkasıyla replace edileceğini, hatta kim bilir belki çoktan edildiğini içten içe biliyor. Kadın bir illüzyon içinde geçen yıllarına üzülüyor. Bir yandan da bunun farkına 25. yılda varmadığı için seviniyor.. Sonra işte bu kadın ...