Özgür olmak için hazzı odağa alan, beklentileri sıfırlayan, bir nevi kırılmamızı önleyen yüzeysel ilişkilerde gezinerek, hayatta ne kadar derinleşebileceğimizi anlamıyorum. Derinleşmeden nasıl ilişkilenebileceğimizi anlamıyorum. Derinleşmeden ne kadar özgürleşebileceğimizi anlamıyorum. Sadece kariyer, bireysellik ve planlı haz odaklı yaşayan, mantığı ön plana alan, robotlaşan insanları anlamıyorum. Anlamıyorum işte. Bu olduğum kişiyi, olduğum şeyi değiştirmeye daha önce de çalıştım. O "persona" üzerimde eğreti duran yünlü bir kazak gibi. Kaşındırıyor.
Sanırım istediğim şey sadece maddesel değil, spiritüel bir şey. Yüzeysel olamıyorum. Yüzeysel olmak istemiyorum. Bu maddeyi, teni, şehveti küçümsediğim, aşkı yücelttiğim anlamına gelmiyor, hayır. Sadece hedonist bir yaşam, benim için yeterli değil. Şu dünya üzerinde her şey olur, her şey insan için. Büyük konuşan kınadığını yapmadan ölmez. Katı olan kırılır, esnek olan hayatta kalır. Ama mesele büyük konuşmak ya da esnek olmakla alakalı değil. Şu overthinking problemimi aşamıyorum bir türlü. Yazarak düşünmeye çalışıyorum.
Nasıl aynı şeye bakıp bu kadar farklı şeyler görebiliyoruz anlamıyorum. Herhangi bir gerçekliği ya da derinliği yoksa love bombing'e maruz kalmak istemiyorum. Hak etmediğim halde bir ilişki içerisinde ilişkisizliğe maruz kalmak istemiyorum. Bu kadar dengesizlik beni fazla yoruyor.
Sanırım benim istediğim, başka bir şey.
Başka türlü bir şey.
Yorumlar