Ana içeriğe atla

Başka Türlü Bir Şey

Özgür olmak için hazzı odağa alan, beklentileri sıfırlayan, bir nevi kırılmamızı önleyen yüzeysel ilişkilerde gezinerek, hayatta ne kadar derinleşebileceğimizi anlamıyorum. Derinleşmeden nasıl ilişkilenebileceğimizi anlamıyorum. Derinleşmeden ne kadar özgürleşebileceğimizi anlamıyorum. Sadece kariyer, bireysellik ve planlı haz odaklı yaşayan, mantığı ön plana alan, robotlaşan insanları anlamıyorum. Anlamıyorum işte. Bu olduğum kişiyi, olduğum şeyi değiştirmeye daha önce de çalıştım. O "persona" üzerimde eğreti duran yünlü bir kazak gibi. Kaşındırıyor.

Sanırım istediğim şey sadece maddesel değil, spiritüel bir şey. Yüzeysel olamıyorum. Yüzeysel olmak istemiyorum. Bu maddeyi, teni, şehveti küçümsediğim, aşkı yücelttiğim anlamına gelmiyor, hayır. Sadece hedonist bir yaşam, benim için yeterli değil. Şu dünya üzerinde her şey olur, her şey insan için. Büyük konuşan kınadığını yapmadan ölmez. Katı olan kırılır, esnek olan hayatta kalır. Ama mesele büyük konuşmak ya da esnek olmakla alakalı değil. Şu overthinking problemimi aşamıyorum bir türlü. Yazarak düşünmeye çalışıyorum. 

Nasıl aynı şeye bakıp bu kadar farklı şeyler görebiliyoruz anlamıyorum. Herhangi bir gerçekliği ya da derinliği yoksa love bombing'e maruz kalmak istemiyorum. Hak etmediğim halde bir ilişki içerisinde ilişkisizliğe maruz kalmak istemiyorum. Bu kadar dengesizlik beni fazla yoruyor. 

Sanırım benim istediğim, başka bir şey. 

Başka türlü bir şey.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ne kadar inanarak boş konuşuyor, görüyor musunuz?

Fark ettim ki duygusal dalgalanmam azaldığında kendimi yazarak ifade etme ihtiyacım da azalıyor. Oysa çok şey oluyor hayatımda. Özellikle işe yönelik yeni adaptasyonlar, mevcut durumların netleşmesi, iyileşmesi, etkinliklerin takvimlenmesi (Nisan'a kadar inanılmaz yoğun olacağım), kulisler yapılması, ekipler oluşması, saçma insanların defedilmesi (ya da bu örnekte henüz defedilememesi) gibi durumlarla uğraşıyorum. Bir zamanlar sözler ve davranışlar beni çok incitirdi. Çoğunun bomboş egolu, hatta cahil sözler olduğunu bilsem bile. Artık incinmiyorum. Artık anımsayınca yaralı bir hayvanın ısırıkları gibi geliyor o sözler bana. Çok alışık olduğum bir karakter tekrar tekrar çıkıyor karşıma. Şimdi iş hayatımda baş etmem gerekiyor. Demek ki bu bir sınav ve ben bu sınavı bir şekilde aşmalıyım. Ne kadar inanarak boş konuşuyor, görüyor musunuz? Prensin bu repliğini çok seviyorum. Hatta kendisine bunu yazan bardaktan almamak için zor tutuyorum. Belki (inşallah) giderse, giderken güle güle he...

İzmir Planlama Ajansı 2.0

Hayat çok enteresan. Seçim süreci birçok kişinin birçok planını değiştirdi. Benimki dahil. Mesela İZPA’dan ayrılıp başka bir ofise geçecektim. İzBB Başkan adayı değişince, o ofis kapandı. Ardından İZDOĞA’nın başkanı ve sistemi değişti. İZPA, EGEŞEHİR şirketine geçti. Şimdi baştan yapılanıyor.   Sonuçta evet, yine gittim, a ma İZPA’yı da yanımda götürerek .  Ben gittiğimde İZPA’da kalacak olanlar ise.. geride kaldı. Hayat çok enteresan. İzmir Planlama Ajansı, logosu ve bütün kurumsallığıyla yeni baştan oluşuyor ve içinde önemli bir pozisyon alacağım gibi görünüyor.  O halde, bekle beni İzmir Vizyon 2074 Ofisi!

Yasemin

Bugün dalında bir yasemini koklayıp seni düşündüm. Yaşıyorlar, demiştin, zarif zarif.. Bir çiçeği koparmayıp dalında koklamak gibi senin aşkın da.. Öyle nazik, öyle düşünceli..