Frekansı yüksek insanlar, yani yüksek titreşime sahip insanlar, yüksek sezgileri olan, empati yapabilen, duyarlı, yargısız ve koşulsuzca sevebilen insanlar olarak tarif ediliyor. Rağmen sevebilen insanlar yani. Frekansın yüksek olması, kişinin enerjisinin (vibe'ının, titreşiminin) yüksek olması demek. "Good vibes only" diye boşuna demiyoruz. İnsanlar arasında frekansın tutması ve tutmaması diye bir şey var. Aynı frekansta ya da enerji düzeyinde yaşamıyorsanız kesinlikle karşılıklı tahammül azalıyor. Özel ilişki, arkadaşlık ilişkisi, aile ilişkisi fark etmiyor. Dönem dönem aynı/benzer frekanslara sahip insanlara çekiliyoruz, sonra enerji düzeyleri değişime uğruyor. Bazısı enerjisini arttırırken, bazısı azaltıyor ve kişiler birbirini duymamaya, anlamamaya, birbirlerini yormaya, tahammül edememeye başlıyor. Hatta birlikte bulunduğunuz mekanın enerjisi bile düşmeye ve sizi zorlamaya başlıyor. Ne kadar adaçayı tütsüsü yaksanız da işe yaramıyor. İşte o noktada çalıyor ayrılık çanları.
Sanırım yapmamız gereken tek şey frekansımızı olabildiğince yüksek tutmak ve benzer frekansta insanları hayatımıza çekmek. Bize ayak uyduramayanlara da öğretileri için teşekkür edip kendi yolumuza gitmek...
Yorumlar