Ana içeriğe atla

İlişkinin 7 Günahı

Psikiyatr Dr. Gülcan Özer, ilişkilere zarar veren 7 günahı anlatıyor. Evliliğin bir akıl oyunu değil, istek oyunu olduğunu söyleyen Gülcan Hanım, ilişkilerde iletişimin, cinselliğin ve iç görünün önemini hatırlatırken kendimizi bilmeden yola devam etme şansımızın olmadığını vurguluyor: TEDx Konuşması

İlişkinin 7 Günahı:

  1. Birlikte olduğumuz kişiyi değiştirmeye çalışmak. Değiştireceğimiz kişiyle evlenmemeliyiz. Çünkü değiştiremeyiz.
  2. Aile dinamiklerini göz ardı etmek. Biriyle evlenmek aynı zamanda onun aile dinamiğiyle de evlenmek demek. 
  3. Cinselliği geri plana atmak. Bir ilişkinin belki de en önemli unsuru cinsel isteğin sürekliliğidir. 
  4. Evliliği ebeveynliğe satmak. Eş ve anne/baba olmak birbirinden ayrı hallerdir. Biri için öteki feda edilemez.
  5. Kendini tanımamak. İç görü çok önemlidir. Kişi kendini bilir ve doğru ifade ederse, karşısındakinden ne beklediğini, neye ihtiyacı olduğunu ve karşısındakine ne verebileceğini de bilir. 
  6. İletişimsizlik. Uzlaşmama ihtimalini de kabullenerek iletişim kurmaya devam etmek çok önemli. 
  7. İsteksizlik. Evlilik bir akıl oyunu değil, istek oyunudur.
Koca terbiye edilmez, terbiyelisi alınır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yasemin

Bugün dalında bir yasemini koklayıp seni düşündüm. Yaşıyorlar, demiştin, zarif zarif.. Bir çiçeği koparmayıp dalında koklamak gibi senin aşkın da.. Öyle nazik, öyle düşünceli.. 

Something old, something blue..

Pamukkale Üniversitesi kampüsünde yürürken çekilmiş bir fotoğraf. 2023 Ocak ayı. Bu kadın, 4 yıldır çalıştığı kurumdan o ay ayrılıyor ve Çeşme'deki ve Denizli'deki evler(in)den taşınarak İzmir'de kendi düzenini kuruyor. Bu şimdi geriye dönüp baktığında çok özgürleştirici ve heyecan verici bir başlangıç ama.. işte tam da o anda konfor alanından çıkmanın ve bilinmezliğin verdiği kaybolmuşluk sancısı içinde. Hüzünlü, yüzü de o sebeple asık. O anda moody bir şarkı dinliyor. Hava da bulutlu. En yakınları bile anlayamıyorlar o hüznü. İşin kötüsü onlara yük olmamak için hissettirmemeye de çalışıyor. Yıllarca ilmek ilmek kurduğu hayattan, her detayında, her eşyasında emeği olan evden valizini ve kişisel eşyalarını alıp çıkıyor. Boşanıyor. Çok yakında bir başkasıyla replace edileceğini, hatta kim bilir belki çoktan edildiğini içten içe biliyor. Kadın bir illüzyon içinde geçen yıllarına üzülüyor. Bir yandan da bunun farkına 25. yılda varmadığı için seviniyor.. Sonra işte bu kadın ...

Ne kadar inanarak boş konuşuyor, görüyor musunuz?

Fark ettim ki duygusal dalgalanmam azaldığında kendimi yazarak ifade etme ihtiyacım da azalıyor. Oysa çok şey oluyor hayatımda. Özellikle işe yönelik yeni adaptasyonlar, mevcut durumların netleşmesi, iyileşmesi, etkinliklerin takvimlenmesi (Nisan'a kadar inanılmaz yoğun olacağım), kulisler yapılması, ekipler oluşması, saçma insanların defedilmesi (ya da bu örnekte henüz defedilememesi) gibi durumlarla uğraşıyorum. Bir zamanlar sözler ve davranışlar beni çok incitirdi. Çoğunun bomboş egolu, hatta cahil sözler olduğunu bilsem bile. Artık incinmiyorum. Artık anımsayınca yaralı bir hayvanın ısırıkları gibi geliyor o sözler bana. Çok alışık olduğum bir karakter tekrar tekrar çıkıyor karşıma. Şimdi iş hayatımda baş etmem gerekiyor. Demek ki bu bir sınav ve ben bu sınavı bir şekilde aşmalıyım. Ne kadar inanarak boş konuşuyor, görüyor musunuz? Prensin bu repliğini çok seviyorum. Hatta kendisine bunu yazan bardaktan almamak için zor tutuyorum. Belki (inşallah) giderse, giderken güle güle he...