Ana içeriğe atla

Uysal

Birileri bir şeyler düşünüyor, söylüyor, yapıyor. Düşüncenin, sövgünün ya da eylemin içinde ben de oluyorum. Sadece izliyorum çoğu kez. Bazen cümleler kurmak anlamsız, hele ki senin olmadıklarını düşündüklerinde. Hiçbir zaman kukla kadın olmadım ben. Başkalarının cümlelerine ağız oynatmadım. Ve fakat birçok kişi birçok farklı zamanda öyle düşündü. Sebebi genellikle uysal, ılımlı ve kibar olmamdı belki? Kırıldığımda, yanıldığımda, öfkelendiğimde çarpacakları sert duvarlarımdan bihaberdiler. En yakınlarım. Beni hiç tanımıyorlardı. Olduğum şeyden dolayı pişman değilim. Hatalarımı kabul ederim birçoğunun aksine çünkü o kadar ego sahibi değilim. Özrümü de dilerim. Baktım karşıdaki anlamıyor, ya da işine gelmediğinden anlamaza yatıyor çeker giderim. Arkamdan söylenen yalanlara, eline değnek alıp ortalık karıştıranlara, iki yüzlü insanlara tahammülüm yok. Sabırlı bir insandım ben. Ama sabrın da bir sonu var. Aynı cümleleri kelimeleri değiştirerek kuran ve çok büyük fark yaratmış gibi yapan insanlar istemiyorum hayatımda. Ben yeni, dinamik, neşeli, akıllı ve çıkarsız dostluklar istiyorum. Neyse ki pırlanta arkadaşlarım var, yalnız değilim. Neyse ki beni gerçekten ama gerçekten anlayan biri var. Bir kara koyun, bir hedef tahtası olsa bile benim yanımda durmaktan vazgeçmeyecek bir adam. Zor bir kadınım. İnkar edecek değilim. Bazen yaramazlık yapar ve hala kaçma şansı olduğunu, çok geç olmadığını söylerim ona pervasızca. İçten içe ödüm kopar. O ise sadece gülümser, konuyu değiştirir. Ve ben aslında hiç gitmeyeceğini bilirim. Hiç? Biraz iddialı oldu. En azından şimdi. Ama düşününce.. Aslında her zaman şimdi olacak sanki?

Dalya 17/08/2012

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İki Minik Kentli

Önemli bir kişi olmak!  Önemli ve değerli olduğumuzu ne sıklıkla düşünüyoruz? Düşünüyor muyuz? Emek verdiğimiz şeylerin karşılığını nasıl ve ne şekilde alıyoruz? Alabiliyor muyuz? İnsanlar bizim hakkımızda ne düşünüyor? Bizden razılar mı? Peki biz kendimizden razı mıyız? Özdeğer duygumuz nasıl?  Geçtiğimiz üç gün MBB'nin düzenlediği MARUF25 (Marmara Urban Forum) kongresindeydim. Çok büyük, belli ki çok zor ve detaylı bir organizasyon yapmışlar. Havaalanından beni bir araçla alıp Haliç Kongre Merkezi yakınındaki otelimize bıraktılar. Havaalanında MARUF görevlisiyle ve beni götürecek şoförle biraz sohbet ettim. Sonra İstanbul'un iki yakası arasındaki 48 dakikalık yolculuğumda pencereden dışarıyı seyrettim. Köprüden geçerken yine hayran hayran boğaza baktım. İstanbul'dan neden ayrıldığımı hatırladım: köprüden geçerken bu şehre hayran olmaya devam edebilmek için... Aklımdan atölye ve panel için yapacaklarımı, onlar haricinde katılacağım etkinlikleri ve bir yandan İzmir'de d...

Something old, something blue..

Pamukkale Üniversitesi kampüsünde yürürken çekilmiş bir fotoğraf. 2023 Ocak ayı. Bu kadın, 4 yıldır çalıştığı kurumdan o ay ayrılıyor ve Çeşme'deki ve Denizli'deki evler(in)den taşınarak İzmir'de kendi düzenini kuruyor. Bu şimdi geriye dönüp baktığında çok özgürleştirici ve heyecan verici bir başlangıç ama.. işte tam da o anda konfor alanından çıkmanın ve bilinmezliğin verdiği kaybolmuşluk sancısı içinde. Hüzünlü, yüzü de o sebeple asık. O anda moody bir şarkı dinliyor. Hava da bulutlu. En yakınları bile anlayamıyorlar o hüznü. İşin kötüsü onlara yük olmamak için hissettirmemeye de çalışıyor. Yıllarca ilmek ilmek kurduğu hayattan, her detayında, her eşyasında emeği olan evden valizini ve kişisel eşyalarını alıp çıkıyor. Boşanıyor. Çok yakında bir başkasıyla replace edileceğini, hatta kim bilir belki çoktan edildiğini içten içe biliyor. Kadın bir illüzyon içinde geçen yıllarına üzülüyor. Bir yandan da bunun farkına 25. yılda varmadığı için seviniyor.. Sonra işte bu kadın ...

4/4

Bu akşam Netflix'te "The Life List" isimli bir film izledim. Dram ve rom-com karışımı bir aile filmiydi. Filmin bir yerinde partnerinizin sizin için doğru kişi olup olmadığını belirlemeniz için 4 soru sormanız gerektiğinden bahsediyordu; Nazik biri mi? Onunla dürüstçe ve sansürsüz konuşabiliyor musun? En iyi versiyonuna ulaşman için seni teşvik ediyor mu? Onu çocuklarının babası olarak hayal edebiliyor musun? Elbette çok eksik ama çok yerinde sorular.  Neden sonra fark ettim ki benim için 4/4'lük olan biri için ben 4/4'lük olmayabilirim. Ama bu beni daha az sevilmeye layık yapmaz. Çünkü ben, yeterliyim .  Ben, olduğum halimle sevilmeyi ve seçilmeyi hak ediyorum.  Ben, benimle birlikte bir gelecek hayal edilmesine layığım.  Partnerimin de hayal ettiğim geleceği hayal etmesini istiyorum.. ya da.. bunu isteyen bir partner istiyorum. Sevgiyle..