Ana içeriğe atla

Ne derdiniz var oğlum sizin?

"İçinizde hiç günahı olmayan ilk taşı atsın." 

Magdalalı Meryem'i kurtaran İsa böyle demiştir. Soraya'yı Taşlamak filminden bir kesiti izlerken aklıma geldi ve akabinde içimden bir ses fısıldadı:
"Hiç günahı olmayan zaten o taşı da atmaz ki..."
Gerçek bir hikayeden esinlenilerek yapılan filmin tümünü izlemedim. Açıkçası korkuyorum izlemeye.


Aynı gün, haberlerde, sahaya düşen karşı takımın maskotu baykuşu tekmeleyerek öldüren milyonlarca dolar değerindeki o futbolcu herifi izledim. Adı Luis Moreno imiş. Pereira takımının futbolcusu. Ceza almış. 2 maç men ve 600 dolar para cezası. Hayvanat bahçesinde de gönüllü çalışacak, daha çok baykuş tekmeleyecekmiş. Bence onu da bir kafese kapatsalar fena olmaz. Samimiyetle sormak istiyorum:

"Ne derdiniz var oğlum sizin?"


Tam o sırada karşıma, "Evi üzerime yap" dediği için karısını öldürüp evin temeline gömen adamın haberi çıktı. Bu haberi çeşitli internet platformlarında paylaşan, ardından "Düz mantık abi :)" , "Adam haklı :)", ":)))"... gibi eğlenceli yorumları altına sıralayan sözde okumuş, aydın, genç, hatta benim arkadaş listemde bulunduğuna göre arkadaşım varsaydığım "delikanlılar" size de sormak istiyorum:

"Ne derdiniz var oğlum sizin?"

Cinsinizin genellikle düz mantıkta hareket ettiğini biliyoruz. İmalarla ve detaylarla ilgilenmediğinizi de biliyoruz. Ancak böyle bir mevzuda bu nasıl bir bahane olabilir? Kimi gerizekalı yerine koyuyorsunuz? Bizi mi? Kendinizi mi?

Dünya üzerinde çözülmesi gereken onca sorun varken hala kimin saç teli görünmüş de topu sapık yerine konan erkekleri tahrik etmiş; kimin dekoltesi varmış da masum erkekleri tecavüze teşvik etmiş gibi aptalca konular üzerinde kafa yoran, kimi profesör, kimi bakan, örümcek beyinli bütün testosteron makinelerine soruyorum:

"Ne derdiniz var oğlum sizin?"

Bu bitmek tükenmek bilmeyen öfke, nefret, vahşet niye? Nerenizden üretiyorsunuz bu duyguları?
Ne istiyorsunuz?

06/03/2011

Yorumlar

sufi dedi ki…
Ne önemli bir konuya değinmişsin prensesim."ilk taşı hiç günahı olmayanınız atsın!" Hani nerede o kişi dedirtiyor insana.Filmin devamını izle bence kucaklıyorum seni.Tontini.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ne kadar inanarak boş konuşuyor, görüyor musunuz?

Fark ettim ki duygusal dalgalanmam azaldığında kendimi yazarak ifade etme ihtiyacım da azalıyor. Oysa çok şey oluyor hayatımda. Özellikle işe yönelik yeni adaptasyonlar, mevcut durumların netleşmesi, iyileşmesi, etkinliklerin takvimlenmesi (Nisan'a kadar inanılmaz yoğun olacağım), kulisler yapılması, ekipler oluşması, saçma insanların defedilmesi (ya da bu örnekte henüz defedilememesi) gibi durumlarla uğraşıyorum. Bir zamanlar sözler ve davranışlar beni çok incitirdi. Çoğunun bomboş egolu, hatta cahil sözler olduğunu bilsem bile. Artık incinmiyorum. Artık anımsayınca yaralı bir hayvanın ısırıkları gibi geliyor o sözler bana. Çok alışık olduğum bir karakter tekrar tekrar çıkıyor karşıma. Şimdi iş hayatımda baş etmem gerekiyor. Demek ki bu bir sınav ve ben bu sınavı bir şekilde aşmalıyım. Ne kadar inanarak boş konuşuyor, görüyor musunuz? Prensin bu repliğini çok seviyorum. Hatta kendisine bunu yazan bardaktan almamak için zor tutuyorum. Belki (inşallah) giderse, giderken güle güle he...

Yasemin

Bugün dalında bir yasemini koklayıp seni düşündüm. Yaşıyorlar, demiştin, zarif zarif.. Bir çiçeği koparmayıp dalında koklamak gibi senin aşkın da.. Öyle nazik, öyle düşünceli.. 

4/4

Bu akşam Netflix'te "The Life List" isimli bir film izledim. Dram ve rom-com karışımı bir aile filmiydi. Filmin bir yerinde partnerinizin sizin için doğru kişi olup olmadığını belirlemeniz için 4 soru sormanız gerektiğinden bahsediyordu; Nazik biri mi? Onunla dürüstçe ve sansürsüz konuşabiliyor musun? En iyi versiyonuna ulaşman için seni teşvik ediyor mu? Onu çocuklarının babası olarak hayal edebiliyor musun? Elbette çok eksik ama çok yerinde sorular.  Neden sonra fark ettim ki benim için 4/4'lük olan biri için ben 4/4'lük olmayabilirim. Ama bu beni daha az sevilmeye layık yapmaz. Çünkü ben, yeterliyim .  Ben, olduğum halimle sevilmeyi ve seçilmeyi hak ediyorum.  Ben, benimle birlikte bir gelecek hayal edilmesine layığım.  Partnerimin de hayal ettiğim geleceği hayal etmesini istiyorum.. ya da.. bunu isteyen bir partner istiyorum. Sevgiyle..