Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Mayıs, 2011 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

this masquerade

send in the clowns

Isn't it rich, are we a pair /  Me here at last on the ground /  You in mid-air /  Send in the clowns /  Isn't it bliss, don't you approve /  One who keeps tearing around /  One who can't move /  Where are the clowns /  Send in the clowns /  Just when I'd stopped opening doors /  Finally knowing the one that I wanted was yours /  Making my entrance again with my usual flair /  Sure of my lines /  No one is there /  Don't you love a farce /  My fault I fear /  I thought that you'd want what I want /  Sorry my dear! /  But where are the clowns /  There ought to be clowns /  Don't bother, they're here /  Isn't it rich, isn't it queer /  Losing my timing this late in my career /  And where are the clowns /  Quick send in the clowns /  Well, may be next year..

n'esin?

bir insanın mert mi namert mi olduğunu nasıl anlarsın? herkesi aynı zannedip güvenince, cık, olmuyor. herkese şüpheyle yaklaşıp, yargısız infaz yapmak da kötü ve yorucu. keşke dikkatli bakınca adamın alnında "m" ya da "n" harflerini okuyabilsen. acaip zaman kazandırır. gerçekten. boris vallejo - vampire's kiss (1979)

aşk'a düşmek

insan bazen coşkuyla dolar ya.. hani hayallerine çok yaklaşmış hisseder. ne kadar kısa sürüyor öyle an'lar aslında.. bir ömre bedelmiş gibi hissettiriyor ama ömür bir yolda koşmaksa; o an'lar zıpladığın ve havada asılı kaldığın saniyeler kadar kısa. nefesini tutup, zaman durmuş gibi hissedersin. kalp atışların coşar, en soğuk havada bile üşümezsin. sevmek ve sevilmek ister, ayrıca da seversin. aşk bu mudur bilmiyorum. hala uzun çabaların sonucu ulaşılan bir mertebeymiş gibi geliyor aşk. hala hiç aşık olmamış gibiyim; ama defalarca da aşık olmuş gibi..

sevdim bu grubu:)

sil baştan

gücün var mı sevgilim derin sularda inci tanesi aramaya?  cesaretin kaldıysa hala benle aşktan konuşmaya..

legend

This is my life (Shirley Bassey)

Funny how a lonely day, can make a person say:  w hat good is my life /  Funny how a breaking heart, can make me start to say:  w hat good is my life /  Funny how I often seem, to think I'll find never another dream   in my life /  Till I look around and see, this great big world is part of me  a nd my life /  This is my life  /  Today, tomorrow, love will come and find me  /  But that's the way that I was born to be  /  This is me,  t his is me /  This is my life  /  And I don't give a damn for lost emotions  /  I've such a lot of love I've got to give  /  Let me live, l et me live  /  Sometimes when I feel afraid, I think of what a mess I've made  o f my life /  Crying over my mistakes, forgetting all the breaks I've had  i n my life /  I was put on earth to be, a part of this great world is me   and my life /  Guess I'll just add up the score, and count the things I'm grateful for  i n my life /  This is my life /  Today, tomorrow, love will come

Amelie

Favori filmlerimden bir başkası.. Hayatın içindeki mizaha ve detaylara yaklaşımımız, Montmartre'de geçen bu idealize edilmiş Paris hayatının alaycı yorumuyla birlikte farklılaşıyor sanki?..

What Dreams May Come...

Kesinlikle izlediğim en iyi filmler arasında.. Bugün yeniden izledim ve unuttuğum birçok şeyi hatırladım. Görüntüler, senaryo, içerdiği dram, romantizm, her şey ona hayran kalıp, yer yer ağlayarak izleyeyim diye yapılmış sanki. Robin Williams'a zaten taparım.. Görsel bir şölen ve duygu yüklü, masalsı bir hikaye..  Özet:   Chris Nielsen ve karısı, Annie kaçınılmaz bir şekilde birbirine bağlanmış olan, birbiri için yaratılmış bir çifttir. Bir otomobil kazasında çocukları öldüğünde Chris`in tutkusu ve şefkati Annie`yi yaşama bağlayan tek şey olarak kalır. Bir gün Chris de öldüğünde, acıya dayanamayan Annie kendi canına kıyar. Sevgilisine her ne pahasına olursa olsun bağlanmış olan Chris, Cennet`i terkeder ve karısıyla birlikte olmak için Cehennem`in derinliklerine doğru bir yolculuğa başlar..

Çoğunluk / The Majority

Hürriyet'te bir yorum var Çoğunluk'la ilgili: "Gündelik faşizmin katı (baba), sıvı (anne) ve gaz (çocuk) hali.. Çoğunluk, çoğumuza dair çok isabetli bir tasvir. İzlemeli, memleket çoğunluğu izlemesin diye.." Özet: Mertkan’ın hayatı basittir: babasının inşaatlarının getir götür işlerine bakar, arkadaşlarla alışveriş merkezlerinde sağı solu keser, arabayla turlar. Bu basitliğe bir anlam bulmak için pek de hevesli değildir. Ne zaman ki Gül ile tanışır, boşluğu ve basitliği değerlendirmek için bir fırsat çıkar karşısına. Ancak babası Gül’ün kökenleri konusunda şüphecidir. Hayatta ayrımcılıkla karşılaştığı ilk anda ona teslim olan Mertkan, çoğunluğa uyar, babasının kendisi için çizdiği yolda hayatına bir anlam bulur.

innuendo

If there's a God or any kind of justice under the sky If there's a point, if there's a reason to live or die If there's an answer to the questions we feel bound to ask Show yourself - destroy our fears - release your mask!

Karl Marx

insanı insan olarak, dünyayla ilişkilerini de insani ilişkiler olarak kabul edersiniz, sevgiyi yalnız sevgiyle, güveni yalnız güvenle, vb. değiş tokuş edebilirsiniz. sanatın tadına varmak istiyorsanız, sanat kültürü almış biri olmalısınız; başkalarını etkilemek istiyorsanız, gerçekten başkalarını canlandıran ve yüreklendiren biri olmalısınız. insanla -ve doğayla- ilişkilerinizin her biri gerçek bireysel hayatınızın belirli bir şekilde dışavurumu olmalı, iradenizin nesnesine uymalıdır. karşılığında sevgi uyandırmadan seviyorsanız, yani sevgi olarak sevginiz karşılıklı sevgi yaratmıyorsa, seven bir kişi olarak dışavurumunuzla kendinizi sevilen bir kişi yapamıyorsanız, sevginiz güçsüzdür, bir talihsizliktir.  Karl Marx, 1844

Baylan (1923'ten beri...)

Çikolata. Hayatın en büyük güzelliklerinden biri bana göre! :) Ve bugün fena, çok fena bir yer keşfettim! Kadıköy Baylan Pastanesi... Nasıl anlatsam.. hangi ürününden bahsetsem ki.. Kup Griye ve Makaronlar.. Bugün denediklerim bunlardı. Kup Griye başlıbaşına bir efsane. Aslında eskiden likör de katıyorlarmış artık onu kaldırmışlar ama yine de çok güzel. Makaronlar, minicik, ama bir ısırık bile nefesinizi kesmeye yeter! Bakın, nefesinizi kesmek diyorum! Ben daha önce hiçbir şeyi nefesim kesilerek yememiştim. "Çikolata" filminde gibi hissettim resmen. Bay Harry ile tanıştık, pastanenin sahibi. O kadar kibar bir beyefendi ki makaronları bize ikram etti. Kahve, frambuaz, portakal, çikolata, bu minik mucizelerden denediklerim bunlardı ve hepsine ayrı ayrı hayran kaldım. Hiçbir şeyi abartarak anlatmayı sevmem. Bu yüzden abarttığımı düşünmeyin. İstanbul'daysanız, hele hele Anadolu yakasındaysanız, Kadıköy Baylan Pastanesi'ne gitmek zorundasınız! O kadar. "

Splash (1984)

Denizkızı.. Benim çocukluk ve ilk gençlik yıllarımın kahramanı! :) Sanırım ilk önce, annemin okuduğu masallarda, sonra Disney'in Küçük Deniz Kızı'nda ve ardından Splash'ta Madison karakteriyle (Daryl Hannah) tanıdığım ve baya uzun bir süre gerçek olduğuna inandığım varlık :).. (Bir ona bir de beni Var Olmayan Ülke'ye götürecek olan Peter Pan'a inanırdım zaten).. :)  Splash, hem konusu hem oyuncuları itibariyle benim için özel bir filmdir.. En sevdiğim aktörlerden biri olan Tom Hanks'i tanıdığım ilk filmdir. Ve Daryl'i gördüğümde Kill Bill'i değil, kırmızı kuyruklu denizkızını hatırlarım :) O gerçekten bu rolü hakkını vererek oynamış. Hem de 1984 yılının teknolojisiyle. Ben de öyle bir kuyruğum olsun istiyorum! Arada giyip, spor olsun diye yüzebilirim mesela? Çocuklar küçük çığlıklar atabilirler: "Annee! Babaa! Bir denizkızı gördüm!".. Babalar, 'Çocuk işte..' diye gülümseyip gazetelerini okumaya devam edebilirler; anneler de bakmadan, i

Jean Valjean

Sefiller..  Hem romanı hem de uyarlaması beni derinden etkileyen, Victor Hugo'nun unutulmaz eseri.. Biraz önce kim bilir kaçıncı kez izledim ve Jean Valjean'a yeniden büyük bir hayranlık duydum! Konusu genelde herkesçe bilinir ama yine de özet geçeyim: Hikaye 19. yy Fransa'sında, ihtilal döneminde geçer. Valjean, ekmek çalmak suçundan 5 yıl kürek cezasına çarptırılır ve kaçma girişimleri yüzünden cezası 19 yıla uzar. Hapisten tüm iyi duygularını geride bırakarak çıkar ve alnına sürülmüş bu leke yüzünden dışarıdaki dünya onu hiç iyi karşılamaz. Bir kişi hariç.. Bir rahip ona evini açar, ancak o 19 yıl içinde biriktirdiği tüm güvensizlikle, bir gece rahibin gümüş takımlarını çalıp kaçar ve kaçtığı gibi de yakalanır. Rahibin ondan şikayetçi olmaması, üstelik iki gümüş takımını hediye edip, onları satarak kendine bir hayat kurmasını tembihlemesi, yaşamında bir dönüm noktası olur. İsmini değiştirir, yeni bir hayat kurar, bir fabrikası olan çok zengin bir adam, ardından

nothing can come close to this familiar feeling...

forever more

And if I drown in this sea of devotion just a stone left unturned / My need is deep wide endless oceans / Feel it furious the fire burns on / Let there be love everlasting / And it will live eternally / Will we receive without ever asking? / I'm just curious / Got to find me somebody but there's nobody to love me / And it's driving me crazy / There's nobody to love me / Endless tears / Forever joy / To feel most every feeling / Forever more... / And if I drown in this sea of devotion just a stone left unturned / My need is deep wide endless oceans / Feel it furious the fire burns on / Let there be love everlasting / And it will live eternally / Will we receive without ever asking? / I'm just curious / Got to find me somebody but there's nobody to love me / Anybody could love me / And it's driving me crazy / There's nobody to love me / Anybody could love me / Somebody to hold my hand / Someone who understands / Somebody to help me write the poetry of li

we don't need no thought control !

pembe gözlüklerimi getirin ! :)

don't let me be misunderstood

bence artık sen de herkes gibisin.

Gönlümle baş başa düşündüm demin; Artık bir sihirsiz nefes gibisin. Şimdi ta içinde bomboş kalbimin Akisleri sönen bir ses gibisin. Gözlerim gözünde aşkı seçmiyor Onlardan kalbime sevda geçmiyor Ben yordum ruhumu biraz da sen yor Çünkü bence şimdi herkes gibisin. Yolunu beklerken daha dün gece Kaçıyorum bugün senden gizlice Kalbime baktım da işte iyice Anladım ki sen de herkes gibisin. Maziye karışıp sevda yeminim, Bir anda unuttum seni, eminim Kalbimde kalbine yok bile kinim Bence artık sen de herkes gibisin.  (N.Hikmet)

bandista - aşk şarkısı