Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Aralık, 2011 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

substitute for love

i wish you a merry christmas

Burada herkesi Christmas heyecanı sardı. Şehir ışıklandı, yeni yıl şarkıları çalıyor. Özellikle gece Barselona sokakları bir başka güzel. Seyyar hediyelikçiler doldurdu sokakları. Yeniyıl çamları kokusu, biblo İsa'cıklar, ökse otları.. Alsam mı diyorum, asarım kapıya, sonra gülüyorum azıcık buruk, "Öpeceğim adam uzakta, ama 2 ay kaldı, söz gidince.." diyorum, ilerliyorum. Etrafa bakınıyorum. Öyle aylak aylak dolaşmak pek keyifli. Bir yere acelesi olmamak. Bambaşka bir kültür.. ama aynı insanlar. Gerçekten, insan hep, her yerde ve her zaman aynı. Bir süre sonra da herşey normalleşiyor. Adapte oluyorsun. Adapte olman çok normal. Çünkü dünyanın her köşesinde bir kadın aynı şekilde kahkaha atıyor ve bir bebek aynı şekilde ağlıyor.. 

PERSEPOLIS

sünnet SAÇMALIĞI ile ilgili

ufak bir araştırma çok önemli bilgileri açığa çıkardı. erkeklerde ve ne yazık ki bazı ülkelerde bir vahşet olarak uygulanan kadınlarda sünnetin tek bir sebebi var.. DİNİ ve KÜLTÜREL bir ritüel olarak ortaya çıkan sebep:  cinsel zevkin azalması ve daha uysal, cinsellikten uzak bir toplum yaratmak!!  daha çok müslümanlık ve yahudilik gibi aşırı dinine bağlı toplumlarda uygulandığına dikkat çekmek isterim. hijyen diyerek kandırılıyoruz, oysa yeterli temizlik sağlanınca hiçbir sorun olmuyor. aksine, cinsel zevkte azalma, erken boşalma, beyinde hasar vb. birçok problem ortaya çıkarıyormuş!! evrimsel bakarsak, hep daha iyiye evrildiğimizi düşününce; inançtan bakarsak, Tanrı'nın olmaması gereken birşeyi zaten yaratmayacağını düşününce, dışarıdan müdahale yapılmasının ne kadar saçma olduğu ortaya çıkıyor zaten! ben kendi adıma gelecekte oğlum olursa,  sünnet ettirmeyeceğim . ve kararım da kesin! size de aynısını öneririm, lütfen bu linkleri okuyun. sevgiler, Da

♡ mirror surfaces!

bulaşık

bulaşıkları yıkamayı ertelemek gibidir hayat bazen. ne kadar ertelersen o kadar kurur, o kadar zorlar seni kir, pas. hiç vakit kaybetmeden temizlemeli herşeyi. ter temiz, yeniden kullanmaya hazır hale getirmeli. çizikli bir duvarı boyamak, dağınık odayı toplamak gibi. temiz bir mutfak.. huzur verici.

kaybedenler kulübü

sorumluluktan kaçan melankolik ıssız adamlar.. bağlanmaktan korkup yalnızlığı seçenler.. bir de verdiler mi  sonunda güzelim şarkıyı: mfö - yalnızlık ömür boyu. sanırsın en manalı yaşam onlarınki. amaan, bir gaz, bir cool'luk, bir boşvermişlik.. hayat zaten gereksiz, hayatta manalı bir şey yapmak da gereksiz. hatta neden yaşıyoruz ki, öylesine, keyfine. geç dalganı. anlamıyorum, bir tanesinin annesiyle filan ilişkisi de gayet iyi. çocukluk travması arıyorsun, yok gibi.. ama baba yok. iş babada bitiyor belki de? babasıyla ilişkisi hiç olmayan ya da iyi olmayan adamlar böyle oluyor çoğunlukla sanıyorum. her erkekten baba olmaz. baba olamayandan da koca olmaz. koca olamayandan da adam olmaz. kısacası bi halt olmaz ondan hakikaten. böyle boşlukta, kaybetmiş, ama kaybetmekten de mutlu bir portre çizer. kendini bir yere koyamayan insanlara örnek olur. ben de böyle olucam, diye ıssız ıssız dolaşan bir sürü tip türer. hiiiç çekilmez. çoğunluktalar ama neyse ki onlar gibi olmayanlar da

gustav klimt - the kiss

biz eskiz değil, tabloyuz...

breakfast at tiffany's

seviyorum bu filmi :)

once..

For it’s been so long since I have seen you I can hardly remember your face anymore When I get really lonely and the distance causes only silence I think of you smiling with pride in your eyes a lover that sighs If you want me satisfy me If you want me satisfy me

deniz renkleri

küçük bir odam var beyaz, mavi turkuaz, safir deniz renkleri dolabımda balıklar başucumda yengeç buğday başağı, ay çiçeği sıcacık ve renkli 06/12/2011

neden?

benim birkaç sorum var: demokratik bir ülkede çok normal karşılanması gereken, hükümet karşıtı protestolara neden sanki  darbeymişçesine bir korkuyla ve can havliyle karşı saldırıda bulunulur? burada birçok protesto görüyorum, polis  hiçbirine müdahale etmiyor. protesto ANAYASAL haktır! bu protesto sırasında, gereksiz yere ve fazlaca kullanılan biber gazı nedeniyle, suçsuz yere ölen  Metin  LO KUMCU için yapılan bir başka protestoda, "demoktatik" ülkenin evlatlarından Dilşat AKTAŞ, sadece  protesto ettiği için polis tarafından ölesiye dayak yerken (ve ayrıca sakat kalmıştır), onu korumaya çalışan genç bir adam, Çağdaş ERSOY, protestoda bulunduğu ve şiddet gören bir kadını korumaya çalıştığı için nasıl "terör örgütü üyesi" suçlamasıyla içeri alınır? hapiste mecburen saçları kısa kesildiği için, ona moral olsun diye saçlarını kestirip fotoğraflarını gönderen arkadaşlarının evleri neden basılır ve onlar da "terör örgütü üyesi" suçlamasıyla

picasso

bir ressamın resimlerinin, tıpkı bir müzisyenin melodileri ya da bir yazarın sözleri gibi, kendi hayatının kesitlerini yansıttığını düşünürüm her zaman. dönem dönem değişir, farklılıklar gösterir, bazen geriye, eski tarzına geri döner, ama çoğu zaman dönmez. tıpkı insanlar gibi.. çünkü aslında vurulan her fırça darbesi, kişiliğin izlerini taşır. insan değişir, resimler değişir, renkler değişir, çizgiler artar, karışır ya da azalır, sadeleşir. iç huzurla alakalı. bir ressamın resmine bakarken, onu yaparkenki düşüncelerini anlamaya çalışmayı seviyorum. portrelerden bakan adam ve kadınların gözlerindeki delici bakışları da. neden bilmem, fotoğraflardan daha çok etkiler beni. sanki her tabloya o insanın ruhundan bir parça eklenmiş gibidir. "portrait of an unknown man" ürküttü beni bugün. adı bilinmeyen bir adam. bir zamanlar, picasso'ya poz vermiş, şimdi o resim ünlü müzelerde sergileniyor, günde yüzlerce kişi o adamın delici gözleriyle karşılaşıyor. ama o kim? bilinmiyor..

sensiz yaşayamam, dememeli kimse  öyle beylik laflar etmemeli  yaşayabilir çünkü iyi, kötü ama yine de sensiz yaşamak  sensiz yaşlanmak istemiyorum. 03/12/2011