Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Haziran, 2012 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Tanrı'dan mektup

Tanrı'dan Mektup Hayatın gerçekte ne güzel olabileceğini hatırlatan küçük, sevgi dolu bir hikaye. Kimin cevapladığı bilinmiyor ama Amerikan Posta servisinin ölü mektup ofisinde güzel bir ruh çalışıyor. 14 yaşındaki köpeğimiz Abbey geçen ay öldü. O öldükten bir gün sonra, 4 yaşındaki kızım Meredith ağlıyor ve Abbey'i ne kadar çok özlediğini anlatıyordu. Bana cennete gittiğinde O'nu tanıyabilmesi için Tanrı'ya mektup yazıp yazamayacağımızı sordu. Kızıma bunu yapabileceğimizi söyledim ve O bana şu cümleleri yazdırdı: Sevgili Tanrım, Lütfen köpeğime iyi bakar mısın? O dün öldü ve şimdi cennette seninle. O'nu çok özlüyorum. Hasta olduysa da O'nun benim köpeğim olmasına izin verdiğin için teşekkür ederim. Umarım O'nunla oynarsın. O yüzmeyi ve toplarla oynamayı çok sever. Sana O'nun bir resmini yolluyorum, böylece benim köpeğim olduğunu anlayabilirsin. O'nu gerçekten çok özlüyorum. Sevgiler, Meredith Mektubu Meredith ile Abbey'in bir fotoğrafıyla birlik

dolunay

kayık

bir kayığın iki küreği olalım sen sola, ben sağa birimiz olmazsak eğer kayık ilerlemez ki :) db 27/06/2012

çatıda yürümek

Bir gün öleceğimizi bilerek yaşamak çok sinir bozucu! Ama hiç ölmeyeceğimizi düşünerek yaşamak daha sinir bozucu olabilirdi belki de? Belirsizlikten korktuğumuz için çeşitli şeylere inanıyoruz. Belki gerçekler, belki değiller. Reenkarnasyon gibi mesela. Olsun istiyoruz, sürsün istiyoruz belki de? Bilmiyorum ya, bugün teyzemin kaçma eğilimli kedisini almak için eğimli çatıda dengemi bozmamaya çalışarak yürürken de düşündüm. Belki biraz şans meselesi? Herşey pamuk ipliğine bağlı sanki. Bir insanı seviyorsun, en iyi ihtimalle 70 yıl onunlasın diyelim. Çocuklar, torunlar, iş, hobiler, geziler, keşifler.. Binlerce kez öpüşüyor, binlerce kez sevişiyorsun. Litrelerce gözyaşın akıyor belki, milyonlarca kez kahkaha atıyorsun. Sonrasıysa meçhul.. Kısa vadede tek bildiğim tezimi tamamlayıp okulu bitirmem ve bir iş bulup para kazanmam gerektiği. Sonra evlilik, sonra çocuk ve böyle sürüp gidiyor işte.. Belki de hepimiz tekrar tekrar aynı hayatları yaşıyoruzdur kim bilir? Dalya 16/09/2011

huzur içinde uyu ŞANS'ım ...

Bazı insanlar kendi türlerinin dışındaki varlıklarla iletişim kuramaz. Hatta o insanlar çoğu zaman insan ilişkilerinde de problemler yaşarlar diye düşünürüm. Ben neyse ki o insanlardan olmadım. Çocukken muhabbet kuşlarım Maviş ve Cici, japon balıklarım, civcivlerim, geçici bir süre bizde kalan kocaman bir kaplumbağam, hatta Sunay Akın'ın Ayçöreği ve Denizyıldızı kitabındaki Anne Frank'ın Hatıra Defteri ile ilgili hikayesini okuduktan sonra "Kitty" adını koyduğum bir salyangozum bile olmuştu. Hepsi benim için çok değerliydi. Ama sevgi anılarla büyür ya.. dile kolay 15 yıl.. kedim Şans'ın benim kalbimde bambaşka bir yeri var ve hep olacak. Şans, 1997 yılında, ben 11 yaşındayken, Bostanlı Köfteci Remzi'de yemek yediğimiz bir akşam yaklaşmıştı masamıza. Henüz 2 ay önce doğmuş, koca yeşil gözlerini bana dikmiş, güzel güzel miyavlıyordu. Onu görür görmez anneme döndüm, "Anne..." daha cümleme devam edemeden cevap geldi, "Kesinlikle olmaz!"

mezuniyet :)

ITÜ

Üç yıl önce bu okula ilk gelişimi hatırlıyorum. İstanbul'da olmayı çok istemiştim ama tüm sevdiklerimi geride, İzmir'de bırakmanın burukluğunu yaşıyordum. Ne çok alışmıştım 4 sene okuduğum arkadaşlarıma, hocalarıma. Üstelik bir tek onlar değildi geride bıraktığım, ailem, o zamanki erkek arkadaşım. Ne akla hizmeten gelmiştim ki! Delilikti yaptığım. Sadece içimden buyurgan bir ses hayatımın bir bölümünü bu şehirde yaşamam gerektiğini, göreceğim güzellikler, tanıyacağım yeni insanlar olduğunu, özgür olmam gerektiğini söylüyordu. İçimdeki sesi dinledim. Yoo, hiç de pişman değilim. Okuldaki ilk günümdü. Hiç unutmuyorum, yaz tatili sonrası tüm arkadaşlar orta bahçede birbirlerine koşarak kucaklaşıyorlardı. Aşinaydım o görüntüye biz de böyle yapardık. Bense, neredeyse kimseyi tanımıyordum. Sınıfta henüz yabancı olduğum öğrenciler, hocalar vardı. İlk ders Urban Pattern'di. Hocamız da Mehmet Ocakçı. Çok ilginç konular anlatıyordu, severdim o dersi ayrıca tatlı bir adamdı. Şansa

Barcelona!