sorumluluktan kaçan melankolik ıssız adamlar.. bağlanmaktan korkup yalnızlığı seçenler.. bir de verdiler mi sonunda güzelim şarkıyı: mfö - yalnızlık ömür boyu. sanırsın en manalı yaşam onlarınki. amaan, bir gaz, bir cool'luk, bir boşvermişlik.. hayat zaten gereksiz, hayatta manalı bir şey yapmak da gereksiz. hatta neden yaşıyoruz ki, öylesine, keyfine. geç dalganı. anlamıyorum, bir tanesinin annesiyle filan ilişkisi de gayet iyi. çocukluk travması arıyorsun, yok gibi.. ama baba yok. iş babada bitiyor belki de? babasıyla ilişkisi hiç olmayan ya da iyi olmayan adamlar böyle oluyor çoğunlukla sanıyorum. her erkekten baba olmaz. baba olamayandan da koca olmaz. koca olamayandan da adam olmaz. kısacası bi halt olmaz ondan hakikaten. böyle boşlukta, kaybetmiş, ama kaybetmekten de mutlu bir portre çizer. kendini bir yere koyamayan insanlara örnek olur. ben de böyle olucam, diye ıssız ıssız dolaşan bir sürü tip türer. hiiiç çekilmez. çoğunluktalar ama neyse ki onlar gibi olmayanlar da var..
Zaman zaman açılan bir yarığım var. Bir fermuar gibi. Çukur gibi. Canlı bir fay hattı, lavdan bir girdap gibi. İnsanları kendine çekiyor. Masumiyet, samimiyet, güler yüz. Ve eşdeğer bir ilgi, kayıtsızlık ve fütursuzluk hali. Kahkaha ve gözyaşı. Sıcak. Tüketici. Ölümcül. Böyle zamanlarda diğer çocuklara bilyelerini gösteren bir sokak çocuğu oluyorum. Parlak gözlerle onların bilyelerini görmek istiyorum: Seninkiler ne renk? Şu mavi camdan olanı beğendim. Benimle oynar mısın? Evet, yaklaş ve bana elini göster. Belki hoşuma gider? Oyun oynuyorum. Flört oyunu. Kontrol edilmeyi kontrol ediyorum. Erkekleri kontrol ediyorum. Ama bir süre. Çünkü benden iyi oyuncular var. Çünkü o yarık nihayetinde kapanmak zorunda . Başta masumane başlayan, tehlikeli bir oyun bu. Bu yarık açıldığında aşıklar ve düşmanlar ediniyorum. Neden sonra oyun bitiyor. Aniden bir pişmanlık hissi peyda oluyor. Çünkü karşımdaki çocuk ağlıyor. Mavi cam bilyesi ortada yok. Nerede bilmiyorum , diyorum. Ben almadım. Oy
Yorumlar