Bugün Beije'in paylaşımında görüp yeni öğrendiğim, İngilizce "durum" ve "ilişki" kelimelerinin birleşmesiyle ortaya çıkmış yeni bir tür ilişkisellik kavramı "Situationship". Yani bir tür "arafta ilişki" diyebiliriz. "Biz şimdi neyiz?" ilişkisi diyebiliriz. Yer yer çok samimi olduğun bir insana "Neyiz?" sorusunu sorabilecek samimiyetin olamadığı ilişki türü diyebiliriz. Baştan şartları açıkça konuşulmaz ve tercihen ilişkiye döndürmek isteyen tarafa ümit verilip sürüncemede bırakılırsa, suiistimale açık olduğunu söyleyebiliriz. Y ve Z kuşağının özgürlük arayışı ve ihtiyacının sonucu diyebiliriz. Hayatımızın bir ya da birkaç döneminde bu ilişkinin içinde bulabiliyoruz kendimizi. İki taraf da ilişkiye henüz hazır değilse, güzel bir geçiş ilişkisi olabileceği gibi, çoğu zaman güvensizlik ve belirsizlik hissi, yakınlık ve destek ihtiyacının ve duygusal tatminin karşılanamaması ve sorumluluktan kaçmak için açık kapı bırakılması vb. sebeplerle ilişkiye güvensizliği yeniden tetikleyebiliyor. Bu durum da söz konusu ilişkiyi eğlenceliden çok yorucu hale getirebiliyor. Ancak karşılıklı olarak ilişkiye hazır olmak çok önemli. Özellikle bir başka ilişkiden çıkılıyorsa. Çünkü bir şeyler tamamlanmadan yeni bir şeylere sağlıklı biçimde başlanamaz. Bu yüzden aslında -belli bir süre için- çok da sağlıksız bulmuyorum bu ilişki türünü. Akışta olmak da diyebiliriz. Özellikle birbirini tanıma sürecinde ya da "doğru insan, yanlış zaman" durumlarında. Ancak bu ilişki kısa vadede iyi olabilir, uzun vadede kaçınılmaz olarak toksikleşir. Çünkü hepimiz insanız ve tam da bu yüzden duygusal ihtiyaçları ve beklentileri uzun vadede sıfırlamak mümkün değildir.
Zaman zaman açılan bir yarığım var. Bir fermuar gibi. Çukur gibi. Canlı bir fay hattı, lavdan bir girdap gibi. İnsanları kendine çekiyor. Masumiyet, samimiyet, güler yüz. Ve eşdeğer bir ilgi, kayıtsızlık ve fütursuzluk hali. Kahkaha ve gözyaşı. Sıcak. Tüketici. Ölümcül. Böyle zamanlarda diğer çocuklara bilyelerini gösteren bir sokak çocuğu oluyorum. Parlak gözlerle onların bilyelerini görmek istiyorum: Seninkiler ne renk? Şu mavi camdan olanı beğendim. Benimle oynar mısın? Evet, yaklaş ve bana elini göster. Belki hoşuma gider? Oyun oynuyorum. Flört oyunu. Kontrol edilmeyi kontrol ediyorum. Erkekleri kontrol ediyorum. Ama bir süre. Çünkü benden iyi oyuncular var. Çünkü o yarık nihayetinde kapanmak zorunda . Başta masumane başlayan, tehlikeli bir oyun bu. Bu yarık açıldığında aşıklar ve düşmanlar ediniyorum. Neden sonra oyun bitiyor. Aniden bir pişmanlık hissi peyda oluyor. Çünkü karşımdaki çocuk ağlıyor. Mavi cam bilyesi ortada yok. Nerede bilmiyorum , diyorum. Ben almadım. Oy
Yorumlar