And if I drown in this sea of devotion just a stone left unturned / My need is deep wide endless oceans / Feel it furious the fire burns on / Let there be love everlasting / And it will live eternally / Will we receive without ever asking? / I'm just curious / Got to find me somebody but there's nobody to love me / And it's driving me crazy / There's nobody to love me / Endless tears / Forever joy / To feel most every feeling / Forever more... / And if I drown in this sea of devotion just a stone left unturned / My need is deep wide endless oceans / Feel it furious the fire burns on / Let there be love everlasting / And it will live eternally / Will we receive without ever asking? / I'm just curious / Got to find me somebody but there's nobody to love me / Anybody could love me / And it's driving me crazy / There's nobody to love me / Anybody could love me / Somebody to hold my hand / Someone who understands / Somebody to help me write the poetry of life / Endless tears / Forever joy / To feel most every feeling / Forever more...
Zaman zaman açılan bir yarığım var. Bir fermuar gibi. Çukur gibi. Canlı bir fay hattı, lavdan bir girdap gibi. İnsanları kendine çekiyor. Masumiyet, samimiyet, güler yüz. Ve eşdeğer bir ilgi, kayıtsızlık ve fütursuzluk hali. Kahkaha ve gözyaşı. Sıcak. Tüketici. Ölümcül. Böyle zamanlarda diğer çocuklara bilyelerini gösteren bir sokak çocuğu oluyorum. Parlak gözlerle onların bilyelerini görmek istiyorum: Seninkiler ne renk? Şu mavi camdan olanı beğendim. Benimle oynar mısın? Evet, yaklaş ve bana elini göster. Belki hoşuma gider? Oyun oynuyorum. Flört oyunu. Kontrol edilmeyi kontrol ediyorum. Erkekleri kontrol ediyorum. Ama bir süre. Çünkü benden iyi oyuncular var. Çünkü o yarık nihayetinde kapanmak zorunda . Başta masumane başlayan, tehlikeli bir oyun bu. Bu yarık açıldığında aşıklar ve düşmanlar ediniyorum. Neden sonra oyun bitiyor. Aniden bir pişmanlık hissi peyda oluyor. Çünkü karşımdaki çocuk ağlıyor. Mavi cam bilyesi ortada yok. Nerede bilmiyorum , diyorum. Ben almadım. Oy
Yorumlar